Şirketlerde çalışanların büyük bir çoğunluğunu Y kuşağı oluşturmaya başladı. Migros’ta da %70’in üzerinde Y kuşağı çalışan mevcut. Bu kişiler değiştikçe öğrenme alışkanlıkları da değişiyor.
Örneğin; Türkiye’de son zamanlarda oyunlaştırma uygulamaları oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı ve bunun çok başarılı örnekleri var. Arttırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik uygulamalarıyla bambaşka bir dünyaya girerek gerçek hayattan koparan ya da gerçeği destekleyici içerikler üretilmeye başlandı.
Artık tıp bölümünde okuyan bir öğrenci sanal gerçeklik uygulamasıyla cerrahi müdahale yapabiliyor. Bunun yanında mikro öğrenme ile bilgileri hap bilgiler halinde daha kısa ve etkileşimli bir şekilde kullanıcılara vermek öğrenmeyi destekler hale geldi. İçerikler daha çok yazı kaynaklı üretilirken artık görsel hafızaya dayanan gif’lerin, icon’ların, videoların ve animasyonların yer aldığı içerikler haline geldi.
Bunun yanında yapay zekalar hayatımıza girmeye başladı. Bu da yeni neslin öğrenmesinde bir devir olabilecek bir gelişme. Önceden bir bilgiyi bir kişinin bilmesi değerliyken, sosyal medya platformlarında bilgi paylaşılarak türetilmeye başlandı. Teknolojinin eğitimde kullanılması bütün dünyada git gide hızlanan ve kaçınılmaz bir olgu haline geldi.