Gastronometro, METRO’nun bir uydusu gibidir. Dolayısıyla bizim departmanlarımızın büyük bir kısmı METRO’ya bağlı ve Gastronometro binası içinde buranın yürütülmesinden sorumlu, buradaki bütün operasyonlardan sorumlu 10 kişilik ufak bir ekibiz. Bu 10 kişilik ekip hem bizi birbirimizin alanına biraz daha kaymaya teşvik ediyor hem de bundan sürekli yeni bir şeyler öğrenmemize olanak sağlıyor. METRO gibi bir devin yanında Gastronometro gibi bir cazibe merkezi ve bunun içinde operasyonu yürüten 10 kişiden yalnızca bir tanesi olmak, İş Geliştirme Yöneticisi olmak demek; sorumluluklarınızın gerçekten farkında olmanız, bir başka arkadaşınızın sorumluluklarında desteğe ihtiyacı varsa onu vermeye de her zaman hazır olmanız demektir.
Dolayısıyla benim Gastronometro’da bir günümün nasıl geçtiği konusuna gelecek olursak bambaşka, sabahtan akşamı kestiremeyeceğiniz bir şekilde geçiyor. “Benim işim budur. Ben bunu yaparım, başka bir şeyi yapmam.” demeyeceğiniz ama işin en önemli kısmı olarak bunu demezken kesinlikle keyif alacağınız bir şekilde geçiyor.
Gün başlıyor, bizim burada çok fazla iş ortağımız var. Gastronometro’nun alanlarını değerlendirmek isteyen, buradaki eğitimlerden destek almak isteyen, bir benzerini yaşatmaya çalışan birçok marka var. Gastronometro eşi benzeri olmayan bir platform olduğu için en önemli şey; onu doğru anlatmak, olabildiğince fazla kişiye anlatmak ve bunu yaparken başka taraflardan geri kalmamaktır. Bir taraftan kaybolmaya yüz tutmuş lezzetlere kesinlikle müsaade etmeden kayıt altına aldığınız Anadolu lezzet keşiflerini yapmak, burada yaptığınız işlemlerin o kadar da zor olmadığını görmek, işin tüyosunu verdiğiniz ilham veren tekniklerin videolarını çekmek, bir taraftan da buradaki METRO personelinin eğitimlerini devam ettirmek ve hepsinin bir koordinasyon içinde devam etmesini sağlamaktır.