Hocamızın bize müşteri diye hitap etmesi okulundan soğumaya en büyük etken.
Bu sene YÖK kararıyla hukuk fakültelerinde hazırlık kaldırıldı ancak bizim okulumuzda hazırlık okuyan hukuk öğrencileri nedense bundan faydalanamadı. Geçmek çok zor. Devam zorunluluğu var elbette fakat size kaç gün olduğu senenin sonunda söyleniyor. Tamamını bitirebilme işleyebilme muradına asla eremediğiniz kitaplara yüzlerce lira vermek zorunda kalıyorsunuz. Hepsini boşverin, toplasanız bir metrekarelik bir yeşil alan var. Okul desen öğrenci dolu, nefes alamıyorsun. Diploma almak isteyen parayı basıp giriyor. En çok tercih edilen vakıf üniversitesi bizim okuldur doğru fakat bu kötü bir şeydir. Barajı geçeni alıyor işte okul. Gerçekten hukuk okumak istiyorsanız buraya gelmeyin. Sosyal hayat, yeşillik, temiz hava istiyorsanız yine gelmeyin.
Sonuc itibariyle Özel üniversite ve belli bir doner sermaye'ye bağlı ama bunu biraz fazla düşünmesi.
Sosyal aktivite yoksunluğu. Üniversitede bir sosyal aktivite yoksunluğu söz konusu. Bu sadece okulla alakalı değil aynı zamanda öğrencileri ile de alakalı. Her kafadan insan yok sanki bu okulda. Öğrencilerin hareketleri, seçimleri, istekleri fazla tekdüze, fazla sıradan. İnsanların karşılıklı rol kestiğini hissedince samimiyet duygularınız köreliyor biraz.
Hocalar ile öğrencilerin arasındaki ilişkilerin bazen devlet memuru-vatandaş seviyesine inmesi can sıkıcı. Hocaların "bugün git, yarın gel" tavrı olmamalı, problem çözme konusunda istekli, teşvik edici olmaları gerekliliğine inanıyorum.
Girişimcilik konusunda gelişmeli. Buna öğrenci olarak da, hoca olarak da herkesin üzerine düşmesi gereken bir konu olarak bakıyorum. Elle tutulur şeylerin ortaya çıkması, öğrencilerin buna önayak olması lazım. Ne yazık ki 4 yıllık öğrencilik hayatımda hiç bir hocada bu isteği, koşuşturmayı görmedim.
Yıl içinde yapılan inşaat çalışmaları.
Bölüm ücretlerinin pahalılığı :)
Okulun yeri ve cok kalabalık oluşu diyebilirim