Müthiş bir öğrenme hissim vardı. Çok sevdiğim bir fakülteyi kazandım ve notlar hiç umurumda değildi. Mezuniyet nasıl olsa gelecekti ama öğrenme kısmı hep cazip geldi. Galiba da hakkını verdim çünkü ilk mezunlardan oldum. Hocalarımız çok iyiydi. Elektroniği özellikle çok sevdiğim için gözüm bunların hiç birini görmüyordu. Fakat Türkiye'de sağ-sol gibi iç savaşın olduğu yıllardı. Bittiği yıllarda yani 1980'de mezun oldum. Savaşın hızlanmasıyla savaşın bitmesi arasında ben üniversite okudum. Bu yüzden o yıllarımı çok büyük bir keyifle hatırlayamıyorum. Sabah akşam ölüm tehlikesi her yerde kol geziyordu ve parasızdık. Ben zar zor Fatih semtindeki Aydın Yurdu'na kapağı atabildim. Bir dönem boyunca her akşam kuru fasulye yemek zorundaydım çünkü bir tık ötesine param yoktu. İşin akademik boyutuna baktığımızda muhteşem bir eğitim aldık. Ben oradaki bütün hocalarıma minnet borçluyum. Tabanca, tüfek, boykot, yürüyüş, polis, nezaret vardı, başka hiçbir şey yoktu. Eskiyi kötü gösterip, bugünü iyi göstermek gibi bir amacım yok ama çağınızın keyfini çıkarın.