Genelde stajyerlerimizi üniversitenin üçüncü, dördüncü sınıf öğrencileri arasından seçiyoruz. Bunlar ya işletme ya iktisat ya da işletme mühendisliği kökenli olabiliyor. Ya da ilgisi mali işler olan mühendis öğrenciler. Stajyerlerimiz bize katıldığı ilk andan itibaren sanki ekibe bir arkadaş katılmış gibi davranıyoruz. Hem işlerimizi aktarıyoruz kendisine hem de belirli alanlarda sorumluluklar veriyoruz. Örneğin yine geçen seneki stajyerimizden örnek verirsem, bir projeyi baştan sona kendisine verdik. Belirli sorumluluk alanları çerçevesinde ve bunu kendisinin tamamlamasını, tamamladığı projeyi de üst yönetime sunmasını istedik. Bu anlamda hem sorumluluğunu, hem işi nasıl bitirebileceğini, hem üst yönetime nasıl sunabileceğini gözlemlemiş olacaktık. Aynı zamanda bu kendisi için kariyer gelişimi alanında tabii ki bir fayda sağlayacaktı. Her iki taraf için de çok faydalı oldu. Stajyerimiz kariyerinin başında stajyer olarak girdiği bir şirketin kendisine bu kadar inanması, güvenmesi ve sorumluluk vermesinin motivasyonuyla çok yüksek bir katma değer gösterdi. Biz de yeni mezun bir genç arkadaşımızın olaya bakış açısından inanılmaz derece faydalandık. Ondan çok değerli veriler de aldık. Fayda maksimizasyonunu çift taraflı olarak yürüttüğümüz bir staj dönemini her zaman hayata geçirmeye çalışıyoruz.