Aslında belli bir günümü ikiye bölebilirim: bir çalışma ortamı ve bir de çalışma olarak bahsedeceğim. Serkan, önce tabii ki de çalışma ortamıyla başlamak isterim. Ofise geldiğimizde, zaten herkesle günaydın diyerek kahve ve kahvaltılarımızı iş saatlerine kadar tamamlamış oluyoruz genelde. Bunun ardından keyifli bir sakinliğe gidip, çalışma ortamında gerekli yerlerde hızlıca sinerjilere geçiyoruz. Ben nasılsa iletişim aslında işimizi çok güzel bir şekilde dahil edebiliyoruz. Bu, gerçekten keyifli bir iş ortamı sağlıyor. Aslında burada farklı departmanlarda olan insanlarla sohbet etmek, yemek aralarında kendi ekibimle ya da başka departmanlarla yemeğe çıkmak, çok güzel iletişim ortamları yaratıyor. Yani bir günümüzde sosyal etkileşimler geçiriyorsunuz ve bu insanlar iş yerinde sizi besliyor.
İkinci kısma gelirsem, yaptığım işler konusunda öncelikle günüme genel olarak önceliklendirmelerini yapıyorum. Yani yapacağım işler üzerinde ve aynı zamanda cevaplanması gereken e-postaları yanıtlıyorum. Sonrasında, eğer maaş dönemindeysek, bu hesaplamaların yapılması ve gerekli işlerin tamamlanması üzerine ilerliyoruz. Farklı dönemlerde de diğer iş talepleriyle alakalı günlük işlerimi yapıyorum. Toplantılarımı gerçekleştiriyorum ve sonra da kapanışa geçiyoruz.
İş ortamında daha çok olmaktan bahsedecek olursam, gerçekten hem şirket içinde ofisteyken hem de ofis dışında katıldığımız aktivitelerde, etkinliklerde, şirket toplantılarında gerçekten keyifli anların yaratıldığı bir yer olduğunu söyleyebilirim. Çünkü burası sadece iş için geldiğim bir yer değil, gerçekten benim için yaşamak ve keyif almak üzere bir parça haline geldi. Bu tecrübelerimden sonra böyle devam ediyor. Oldukça sağlıklı bir çalışma ortamı ve çalışırken keyif almanın yanı sıra, çalışma dışındaki artılarla birlikte keyifli bir yer diyebilirim.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.