Dijital, bizim için bir fonksiyon değil, iş yapış şeklidir. Bu nedenle, tüm fonksiyonlarda olduğu gibi dijital ve pazarlama, birbirinin içine geçmiş entegre kavramlar olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla, bunları birbirinden ayrı işliyorlarmış gibi değil, birer ada gibi düşünebilirsiniz. Dijital dönüşümle birlikte, pazarlamada tüketicileri daha iyi anlamak ve onlarla daha derin ve anlamlı bağlar kurmak için dijitali kullanıyoruz. Pazarlama bütçelerimizin büyük bir kısmını, hem etkileşim hem de hizmetler için dijitale ayırıyoruz.

Aslında, günümüz dünyasında bütün tüketici etkileşimi bir akıllı telefon ekranı üzerinde dönmektedir. Bu, her şeyin bu platform üzerinden yönetilmesi gerektiği anlamına geliyor. Büyük ihtimalle içerikler hareket halinde tüketilecek; çok küçük bir görsel alanınız olacak ve belki de sessiz bir şekilde izlenecektir. Bu yüzden, tüm pazarlamanızı dijitale uygulamak zorundasınız; hem içerik hem de tüketim şekli olarak. Bu durum, geleneksel pazarlamaya kıyasla size büyük bir çeşitlilik ve farklılık sunuyor. Çünkü istediğiniz zaman etkileşime geçme imkanına sahipsiniz. Karşılıklı bir etkileşim söz konusu. Tüketiciniz yorum yapabiliyor, fikir verebiliyor, size sorular sorabiliyor ve çok daha zengin bir deneyim yaşatabiliyorsunuz. Bu nedenle, dijital pazarlamaya geleneksel pazarlamaya kıyasla çok daha büyük bütçeler harcıyoruz.