Blue Grant'ta staj yapmak gerçekten çok güzel bir deneyim. Çünkü buraya ilk geldiğimden beri sürekli gelişebileceğimi keşfediyorum. Burada bir stajyer gibi değil, insanlar tarafından bir çalışan gibi görülüyorsunuz. Bu nedenle sorumluluklarınız da ona göre veriliyor. Çalıştığım insanlarla, onlar tam zamanlı çalışanlar; ben stajyerim ama aynı işe, aynı sorumluluğa sahipiz. Kesinlikle fikirlerime çok değer verildiğini hissediyorum. Genel müdürümüzle ayda bir bire bir toplantı yapıyoruz. Bu toplantılarda benden geri bildirim (feedback) istiyor; şirketle ilgili gördüğüm, görmediğim yorumlarda bulunuyorum. Aynı şekilde o da bana geri bildirim veriyor. Gerçekten güzel bir kültür ve insanlar şirketin gelişimini istiyor. İki haftada bir eğitimlerimiz oluyor, Mini MBA programı adı altında. Bu eğitimlerde girişimcilik, pazarlama becerileri gibi konular işleniyor. Ayrıca Blue Grant'ın ne olduğunu ve nasıl işler yaptığımızı öğrenmek için de eğitimler veriliyor. Yeni başlayan biri için Blue Grant’ı tanıtmaya yönelik bu eğitimlere katılmak çok güzel bir fırsat.
Startup kültüründe belirli bir işe giriş çıkış saatimiz yok; ancak verilen sorumluluklarla kendi kendini planlamayı öğreniyorsun. Bu bence çok güzel bir deneyim. Aynı zamanda diğer departmanlarla projelere katılma imkanları da var. Ben finans departmanında çalışıyorum; ancak iş geliştirme departmanında neler yapıldığını merak ettiğimde, ilgili kişiye gidip bir günlüğüne onlarla beraber çalışmak istediğimi söylediğimde herkes, “Tabii ki, gel! İstersen bir proje yapalım, istersen bir gün beraber geçirelim, benim ne iş yaptığımı gör” diyor. Bu tarz imkanlar gerçekten bir öğrenci için çok güzel bir deneyim.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.