Aslında en önemli paydaşlarımızdan biri üniversitelerimiz. Birden fazla üniversiteyle işbirliği yapmaya devam ediyoruz. Geçen hafta katıldığım bir konferansın sonunda birkaç üniversite temsilcisiyle birlikte bir karar alınmasına katkıda bulunduğumu söyleyebilirim. Dolaylı ya da doğrudan çalışılan konular üzerinde bir platform oluşturulması ki bu konuda dijital teknolojiler platformunu belirtebiliriz. Dolayısıyla Türkiye’nin büyük üniversitelerinin bir dijital platformda bir araya gelmesi için de girişimde bulunduk. Örnek vermek gerekirse, yaptığımız birçok şey var. Türkiye'de faaliyet gösteren, konumuzda çalışan üyelerimizin yetkinliğini artıracak, aynı zamanda ihracat kabiliyetini geliştirecek orta ve yüksek öğretim kurumlarıyla işbirliği yapıyoruz. Biz de bu üniversitelerde ne yapmak istediğimize bakarak eşleştirme yapıyoruz. Onların en yetkin oldukları alanlarda birlikte çalışmak istiyoruz.
Bir başka önemli husus ise Türkiye'nin kaynaklarının sınırlı olması. Bu nedenle farklı üniversitelerin aynı konular üzerinde ciddi bütçeler harcayarak araştırma yapmaları ve yatırım yapmaları oldukça verimsiz. Üniversitelerin uzmanlık alanlarını belirlemeleri gerekiyor. Tabii ki uzmanlık alanları arasında kesişimler olacaktır, ancak uzmanlık alanlarını belirleyen üniversiteler o konularda yoğunlaşmalıdır. Örneğin, herkes otomotiv sanayinde çalışmamalı. Bu işin ekosisteminin kurulu olduğu bir bölge var; o bölgeyle yakın ilişkiler içinde bulunma olanağı olan üniversiteler, o konudaki yetkinliklerini geliştirmelidir. Türkiye'nin ilaç sanayisi, tarımı ve hayvancılığı gibi başka sanayileri de bulunuyor. Bu sektörlerde ciddi geliştirmelere ihtiyacımız var. Belki de otomotiv sanayisinden daha fazla bu alanlarda geliştirme yapmaya yönelmemiz gerekiyor. Otomotiv sanayisi bir değişimle karşı karşıya ve bu değişimi karşılayacak bilgi birikimine sahip olmak için çalışmalıyız.
Ancak son dönemde gazetelerden ve televizyonlardan takip ettiğimiz kadarıyla, tarım ve hayvancılık konusunda ciddi fırsatlar olduğunu düşünüyorum. Tarım konusuna baktığımızda, Türkiye'nin ihracatında tarım ihracatının da önemli bir yeri var. Küçücük Hollanda bunu nasıl yapıyor? Biz neden aynı yöntemleri uygulamıyoruz? Topraksız tarım uygulamaları mevcut ve bu yöntemle tarım üretimi kat kat artırılabiliyor. Sadece büyük alanlara sahip olmanız gerekmiyor. Bu noktada sormak lazım; neden topraksız tarım ve bu metot Hollanda’da geliştirilmiş? Çok basit bir cevap var: Hollanda’nın tarım alanları kısıtlı. Benzer bir durum Japonya için de geçerli, onların da tarım alanı yok. Üst üste inşa edilmiş üst geçitler, tren yolları ve bisiklet yolları var. Küçük bir ülkede 120 milyon kişi yaşamak zorunda kalıyor. Bu yüzden farklı yöntemler geliştirmişler.
Biz ise Osmanlı’nın torunları olarak büyük evlerde, büyük otomobillerde ve geniş alanlarda yaşamaya alışkınız. Demek ki burada bir alan israfı var. Bu israfın ortadan kaldırılması gerekiyor. Üniversite mezunu arkadaşlar için söyleyebileceğim şey ise, sadece popüler sektörlerde çalışmak değil; aynı zamanda dünya standardına göre geri kalmış sanayilere yönelmeleri ve bu alanlarda araştırma yapmaları. Türkiye’nin bu tür araştırmalara, çalışmalara ve girişimlere çok ihtiyacı var.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.