Ben 40 yaşından sonra kendime zaman ayırmam gerektiğini öğrendim. Bunun öncesinde çok yoğun bir şekilde çalışıyordum ve kendimi işe çok fazla kaptırmıştım. Şu anda da çok çalışıyorum ama bunu hayatımda bir dengeye getirdiğimi düşünüyorum. Bu dengeyle birlikte kendinizi besleyebildiğiniz, psikolojik ve bilgi anlamında kendinizi destekleyip daha güçlü hale getirdiğiniz zaman bunun artılarını iş hayatında çok daha fazla görüyorsunuz.
Benim en sevdiğim şey doğada olmaktır. Ormanın içinde olmak, denizde yüzmek, tekneyle gezmek… Ben doğanın bir parçası olduğumu hissettiğim zaman huzur doluyorum, kendimi yenilenmiş hissediyorum. Ağaçlar, hayvanlar, yıldızlar, deniz ve gökyüzü nasıl bu doğanın bir parçasıysa, biz de onun bir parçasıyız. Bunu hissetmek bana müthiş bir huzur veriyor.
Kitaplara çok önem veriyorum. Mümkün oldukça kitap okuyorum. Yurt dışı literatürü çok yakından takip ediyorum. Kişisel değişim ve dönüşüm için kendime sürekli vakit ayırıyorum. Meditasyon yapmaya ve kendimle kalmaya çalışıyorum.
Şu anda en büyük hobim, üç yaşındaki oğlum Mehmet Mert. Onunla oyun oynayıp her türlü yaramazlıkları yaparak acayip keyifli vakit geçiriyorum.