F Economics, ekonomiyi keyifli bir öğrenme yöntemi olarak tanımlamak istiyorum. Bu, benim yakında çıkacak kitabımın başlığı; "New Teaching" alt başlığıyla sunuyorum. İlk yola çıkarken, on dört yıl önce Türkiye'de spor ekonomisi dersini açtım. Bu ders, bireysel ve takım sporlarını kapsıyor. Ancak takım sporları deyince dersim genellikle futbol ekonomisiyle başlayıp futbol ekonomisiyle bitiyor. Zaten kendi araştırmalarımda içsel avantaj konusunda yoğun olarak çalışmış bir ekonomistim. Dört beş makalem uluslararası platformlarda yayımlandı.
Futbol ekonomisi dersini açtım, ardından spor ekonomisi dersine geçtim; internet ekonomisinin ismini bu sene startup ekonomisi olarak değiştirdim. Bir de sanat ekonomisi dersi ekledim. Neden bunları yaptım? Tüm bu konuları F Economics şemsiyesi altında topluyorum. Bu sene bir tane daha dersi ekleyeceğim; "Economics of Music" dersini, yani müzik ekonomisi dersini açmayı planlıyorum.
Benim amacım, ekonomi eğitimi almış bireylerin karşılaştıkları son derece soyut kavramları, yani arz, talep, esneklik, işsizlik gibi konuları somut hale getirebilmektir. Makroekonomik problemler, ihracatı artırma yöntemleri gibi çeşitli konuları ele alıyoruz. Ancak öğrenciler, bu kavramların başka konulara nasıl uygulanabileceğini düşünemiyorlar. Oysaki her ekonomist, Merkez Bankası'nda ya da bir bankada çalışmak zorunda değil. Ekonomi, belirli bir çerçeve sunuyor; bu çerçeveyi pazar dinamiklerini anlama yetisi ve makro iktisat eğitimiyle birleştirerek farklı alanlarda iş yapabileceğinizi belirtmek istiyorum.
Çünkü bir ekonomi öğrencisi, herhangi bir piyasanın kokusunu hemen alır. Burada nasıl bir rekabet var? Eğer bu ürünün fiyatı artsa, daha mı çok satılır, daha mı az satılır gibi soruları kolayca anlayabilirler. Dolayısıyla, sanat piyasasında, startup alanında veya spor piyasasında fırsatlar var. Spor yönetimi, sporcuların transferleri gibi konularda ekonomi öğrencilerinin çözmesi gereken birçok önemli problem bulunuyor. Bu alanlardaki özgün nişlere dair inancım var.
Bu dersler, hem eğlendirerek hem de alanlarında önde giden kişilerle tanıştırarak, bu sektörlerdeki boşlukları göstererek öğrencilere çalışma imkanları sunuyor. Mesela ajans konsepti, iş gücünde oldukça yeni bir alandır. Spor menajerlik şirketleri ve spor ajansları mevcutken, ressamlar için bir ajans yok. Sanat yönetimi alanında bu tür pek çok iş var, bu nedenle insanların yönlendirmeye ihtiyacı var.
Ekonomi öğrencileri, iyi bir işletme altyapısıyla bu alanlarda varlık gösterebilirler. Öğrencim sanata ilgi duyuyorsa, ona sanat ekonomisi dersini öneriyorum. Orada sanat sigortası, sanat eserlerinin korunma sistemleri ve sanat dolandırıcılığı gibi konular var. Ayrıca, hukuk firmaları da ekonomistleri işe alıyor. Yaratıcılığınızı kullanın; nasıl ben bu dersleri geliştirdiysem, siz de kendi iş kollarınızı açın diyorum.
Artık hayat, geleneksel bürokratlık, doktorluk, mühendislik gibi mesleklerden ibaret değil; daha yaratıcı iş fırsatları ön plana çıkıyor. Dolayısıyla, ben bu kapıları açarak öğrencilerin yaratıcılıklarını tetiklemeye çalışıyorum. Bu yaptığım bir tür tetikleme (triggering). Kendime "market facilitator" diyorum, yani piyasada başarılı öğrencilerle, onları çalıştırmak isteyen ilginç firmaları birleştirmeye çalışıyorum; bunu elimden geldiğince yapıyorum.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.