Bu dünyanın en heyecanlı kısmı burası çünkü benim için her gelen kişi keşfedilmek üzere bir maden ve altından hep inanılmaz şeyler çıkıyor. Bu hikayeler ortaya çıkarken kişi kendisiyle veya hayatındaki sahnelerle yüzleşmeye başlıyor. Yüzleşme kelimesi bizim lisanımızda çok iyi olmayan bir duygu durumu olarak biliniyor ama aslında öyle değil. Biz burada ortamı o kadar güvenli ve hassas organize ediyoruz ki, ortaya çıkan şeyi görmesi için ihtiyacı olan her şeyi önceden kendisine sunuyoruz. Eğer bir motivasyon veya özgüven sorunu varsa, o yolculuğu çıktığımız andan itibaren karşılaştığı özgüven konusuyla beraber burada yapacağı farklılıkları görmesini sağlayarak kendisine söylettiriyoruz.
Koçluk alan herkes bunu bilir, koçluk bir yol haritasıdır ama bazen insanların çok güçlü, aşılamaz ve kendi içinde değişmeyen yönleri oluyor. Oralarda da terapistin ve eğitmenin rolü çok önemli. Biz de orayı nasıl aşması gerektiğiyle ilgili ona özel bir yol haritası belirliyoruz. Eğer gerçekten gitmek istiyorsa da bunu değiştirmek için bu kadar üstüne gitmemize gerek olmadan 2-3 ay sonra tekrar bakıyoruz. İnsanlar özgür kaldıkça ve bunun değişmesinin gerektiği üzerine gitmedikçe kendilerine daha rahat bir şekilde bakıyorlar.
Bana göre bu dünyanın en kritik bilgisi; herkesin iyi ve kötü taraflarının olduğudur. Hayatta iyi veya kötü insan olmak gibi bir kavram yok, hayatta sadece biz varız, ben varım, sen varsın. Dolayısıyla kötü olarak adlandırdığımız şeye bakıp, değiştirmek istediğimiz bir şey varsa değiştirip, değiştirmek istediğimiz bir şey yoksa onu kucaklayıp yolumuza devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Kişisel gelişim herkese bir transformasyon gibi anlatılıyor ama bu bir transformasyon dünyası değil. Kişisel gelişim dünyası, birey olarak herkesin bu hayatta daha mutlu ve huzurlu olması, ihtiyacı olanı bulması için çıktığı bir yolculuktur. Bu yüzden hiçbir şeyi değiştirmek zorunda değiliz.
Bunlarla ilgili en kritik örneği kendimden vermek istiyorum. İnsanlar bana hayatım boyunca, özellikle ilişkiler dünyamda güçlü bir profilim olduğu için erkeklerin benimle ilişki kurmasının ve beni yönetmelerinin çok zor olduğunu söyledi ve ben hep bu bilgiyle yüzleşmek zorunda kaldım. Ben bir ülke değilim ki, erkekler niye beni yönetme ihtiyacı duysun? Bununla o kadar çok mücadele edip savaştım ki, geriye dönüp baktığım zaman böyle mutlu olduğumu, değişirsem ben olmayacağımı ve kendimi kaybedeceğimi, hayatta böyle var olabildiğimi gördüm. Dolayısıyla kişisel gelişim dünyası bir transformasyon dünyası değil. Neyseniz, ne kadarınızı kucaklamak istiyorsanız bunu yapmakla ilgili bir yol haritası çizmeniz gerekiyor. Ben buna yürekten ve gönülden inanıyorum ve her zaman arkasındayım.