METRO’da beni motive eden birden fazla şey var. Her şeyden önce birlikte çalıştığım insanlarla tamamen aynı dili konuşuyoruz ve bu dili bir şekilde farklı yerlerde öğrenip doğru seçimler sonucunda aynı yerde buluşmuş oluyoruz. Arkadaşlarınızla buluşuyormuşsunuz gibi her gün işe gittiğiniz bir ortamdan bahsediyorum ve bu yalnızca benim bulunduğum departman için geçerli değil. METRO’nun herhangi bir yerinde karşı karşıya geldiğiniz her insanla 5-10 dakikalık bir sohbetten sonra kendinizi şöyle düşünürken bulabiliyorsunuz: “Bir şey yapalım. Yemeğe mi gitsek? Ben bu insanla tatile bile giderim, neler neler yaparım.” gibi düşünebiliyorsunuz çünkü çok tatlı insanlardan bahsediyorum, bu çok büyük bir motivasyon.
İkincisi; iş hayatında başka sektörlerde, başka firmalarda birden fazla motivasyon sebebi olabilir fakat size verilen kıymet gerçekten hangi sektör olursa olsun en başı çekecek maddelerden birisidir. METRO’da her gün size kesinlikle kıymetli olduğunuzu söyleyecek, hatırlatacak birden fazla aksiyon düşünülüyor. Dolayısıyla “Ben buranın bir parçasıyım ve ben buraya aidim.” diye düşünüyorsunuz. Bu sizin de karşılığında çalıştığınız yere yalnızca çalıştığınız için değil, kalbinizden gelen bir bağ ile bağlanmanızı sağlıyor, kıymet vermenizi sağlıyor. Bu da sirküler bir şekilde bir sürenin sonunda “Ben buradan başka bir yerde çalışamam çünkü burası ne istiyorsam onu veriyor. Ben eğer bir gün çalıştığım işi istemezsem, başka bir şey yapmak istersem buna da kulak verecek kadar açık ve iletişim kanallarını her daim bize doğru tutan kişilerle, yapılanmalarla dolu bir yer. Bu yüzden doğru yerdeyim.” dedirtiyor.
Bu soruya verilmiş 11 cevap daha var.