İnsan Kaynakları Departmanları, geçtiğimiz senelerde artan stratejik bir öneme sahip. İnsanın bir kaynak olarak en verimli şekilde konumlandırılması üzerine farklı felsefelerden yola çıkarak teorikler ve pratikler üretmeye çalışıyor. Süreçler işe alımla başlıyor. İşe alımın ardından genellikle eğitim ve gelişim faaliyetlerinin devam ettiği ve gerçekten çalışan kişilerin şirketteki ömürlerinin çok büyük bir kısmının bağlı olduğu politikalar geliyor. Burada performans sistemleri, bağlılık süreçleri, motivasyon sağlamak adına yapılan şeyler, pek çok eğitim aktiviteleri karşılarına çıkıyor.

Yine takip eden zamanlarda Ücretlendirme ve Yan Haklar Ekipleri kişilerin farklı birimlerde oturdukları koltukları değerlendirerek, o koltukla ilgili hem kariyer yolu hem de bir ücret paketi olarak nereye gelmesi gerektiğine ilişkin kararlar veriyorlar. Bütün bunların ötesinde bence İnsan Kaynakları Ekipleri, kaynaktan ziyade insanın ruhsal olarak bir şirkette en mutlu şekilde nasıl çalışacağı üzerine kafa yoruyor. Aidiyet konusu üzerine kafa yoruyor ve bunu sağlamak adına bir dizi aksiyon alıyor.