Öncelikle, danışmanlık isteyip istemediğine karar vermesi gerekiyor. Bunun için çeşitli yöntemler mevcut. Üniversite hayatı boyunca en kolay yol, belki de web sitelerine girip firmalar hakkında detaylı bilgi edinmek ve danışmanların ne iş yaptığını anlamaktır. Bir diğer yöntem ise etrafta bulunan danışmanlarla görüşüp, danışmanlığın kendisi için iyi bir kariyer yolu olup olmadığını anlamaya çalışmaktır. Birçok şirket ayrıca üniversitelere gidip kendi firmalarını tanıtıyor ve danışmanlığı anlatıyor. Bu etkinliklerde, danışmanlığı isteyip istemediklerini anlama fırsatı bulabilirler.
Danışmanlık güzel bir meslek, ancak bir yandan da yorucu bir meslek. Bu nedenle, bu dengeyi iyi kurabilmek zor. Bunu anlamanın yolu, gerçekten heyecanlanıp heyecanlanmadığını, mesleği yapmak isteyip istemediğini konuşarak değerlendirmektir. Bu noktada kendisiyle yapacağı bir içsel tartışma faydalı olabilir.
Eğer danışmanlığa karar verdiyse, mümkün olduğunca "case" çözmeye başlamalıdır. Sektördeki hemen hemen tüm firmaların uyguladığı bir case metodolojisi vardır mülakatlar sırasında. Burada, kendi iş problemlerinden küçük bir parçayı alarak mülakat sırasında birlikte çözmeye çalışırız. Bu, hazırlığın en önemli kısımlarından biridir. Çünkü danışmanlık tamamen yetenek işine dayanmıyor; daha çok çalışarak ve öğrenerek yapılabilecek bir iştir. Bu yüzden, case yöntemine ne kadar fazla çalışılırsa, o kadar iyi olunabilir.
Diğer arkadaşlarımızdan da görüyoruz ki, ilk mülakatlarında zorlananlar, daha sonra çalışıp tekrar geldiklerinde çok daha iyi performans gösterebiliyorlar. Bunun için birçok kaynağı internetten bulup araştırma yapabilirler. Ancak, bence case yönteminin en etkili olduğu durum, birebir arkadaşlarıyla birlikte yüz yüze çalışırken ortaya çıkıyor. Bu yüzden case hazırlığına çok fazla önem vermelerini tavsiye ederim.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.