Benim ortaokuldan beri bir hayalim ODTÜ'de okumaktı ve endüstri mühendisliğini de çok istiyordum. Bir şekilde kazandım, girdim ve dönem boyunca, yani o beş sene boyunca, ODTÜ'nün kendine has havasının, hayatınızın geri kalanında aslında kimliğinize işleyecek bir etkisi olduğunu görüyorum. O okulda çok farklı profilde insanların bir arada olması çok önemli. Bununla beraber, proje ekipleri ve çalışma gruplarının sürekli değişmesi nedeniyle, farklı insanlarla sürekli birlikte çalışıyorsunuz. Bu insanlar, arkadaşlarınız haline geliyor. Aileden uzakta, arkadaşlarla birlikte yaşamak da hayatınızın önemli bir parçası haline geliyor; önyargılar ve sınırlar kalmıyor bence. Gerçekten, o kadar farklı insanlarla çalışmaya başladığınızda, çok farklı açılardan bakmaya ve çeşitli çözümlere açık olmaya elverişli hale geliyorsunuz. Kısacası, birçok konuya açık hale geliyorsunuz.

Bunun dışında, ODTÜ akademik olarak da çok fazla katma değer sağlayan bir okul. Ben endüstri mühendisliğinde okurken operasyon ya da pazarlama tarafında çalışacağımı hayal ediyordum. Fakat pazarlama alanında, ilk akla gelen şeylerden biri, sanırım, çok fazla integral alınmıyor olması. Ancak ODTÜ’nün sağladığı akademik altyapı, burada herhangi bir problemle başa çıktığınızda nasıl çözümler üretebileceğinizi destekliyor. Yani o analitik bakış açısı çok önemli. Dediğim gibi, her gün integral almıyoruz; aslında hiç almıyoruz. Ama o analitik bakış açısı ve altyapı, gerçekten birçok şeyin kapısını açıyor. Bu nedenle ODTÜ’nün yeri benim için çok özel.