Farklı markaların yöneticisi olmak size neler kattı?

Yiyecek dünyasını düşündüğümüzde, aslında PepsiCo'nun yiyecek kategorisini ele aldığımızda neredeyse hiç marka görmediğimi söyleyebilirim. Rocco da başladım, dediğim gibi. Daha sonra Doritos'u gördüm, işte Raffles'ta bir görevim oldu. Lays'i yaptım; yani Lays'in marka yöneticiliğini yaptım. O dönemde promosyonları yönettim. Hepimizin aşina olduğu, o cipslerin içinden çıkan kuponlar gibi promosyon görevim vardı. Aynı dönemde Cza markasına baktım ve daha sonra Alaturka markasıyla ilgilendim. İçecek dünyasına geçiş yapmadan önce, bütün bu yiyecek markalarıyla çalıştım. Hepsinin çok ayrı hedef kitleleri var. Cips dünyasında benzer gibi görünse de, dışarıdan bakıldığında hepsinin pazarlama taktikleri çok farklı. Hedef kitleleri değişiyor; bir marka çok büyükken diğeri daha küçük olabiliyor. Markanın boyutuna, cirosuna veya karlılığına göre gündemi çok değişiyor.

Aslında, her markadan öğrenilebilecek farklı şeyler var. Büyük markalarda çok şey öğrenirsiniz; küçük markalar ise daha az şey öğretir gibi bir algı yok. Her markanın gündemi ve aşılması gereken problemleri farklı. Hepsi ayrı bir macera gibi geliyor. Örneğin, Doritos'ta büyük tüketici etkinliklerine yönelirken ses getirecek şeyler peşindeyken, bir taraftan da Cza'da aileye nasıl hitap edebilirim sorusunun cevabını arıyorsunuz. Bu tür deneyimler insanı kariyeri boyunca değerli bilgilerle donatıyor ve daha kolay adapte olmanızı sağlıyor. Hem markanın diline, hem dinamiklerine hem de farklı sorunlarla uğraşmaya alışmak, on bir senemi çok canlı bir şekilde geçirmemi sağladı.

İçecek dünyası ise bambaşka bir alan. Bir buçuk yıldır içecek dünyasında Hemton Ity markasına bakıyorum. Lipton'un da çok farklı dinamikleri ve çözülmesi gereken problemleri var. Markanın hedefleri apayrı, rakipler ise çok farklı. İçinde bulunduğu pazarın dinamikleri de öyle. Bunlar, sürekli yeni şeyler öğrenmeme yardımcı oluyor ve kutunun dışına çıkarak yeni çözümler, çevik ve atik olma fırsatları bulmama olanak tanıyor. Dediğim gibi, on bir yılı dolu dolu geçiriyorum; şu anda çalıştığım markalar arasında sekizincisi. Bu nedenle şanslı olduğumu söyleyebilirim.