Ben çok bilinçli olarak Mühendislik okumadım. Çoğu öğrenci gibi liseyi bitirip üniversite sınavına girdiğimde Mühendis olup analitik becerilerimi geliştirmek istiyordum ama Mühendislik dalları benim için pek fark etmiyordu. Bu kapsamda da 1999 senesinde Boğaziçi Üniversitesi’ne girdim. Gördüm ki her ne kadar Mühendislik dalları ayrı uzmanlık dalları olsa da Mühendislik; bir analiz yapabilmeyi, rakamları iyi yorumlayıp bir sonuç çıkarabilmeyi, modelleme yapabilmeyi gerektiriyor. Her ne kadar Kimya Mühendisliği okusam da yaptığım işte bütün gün rakamlarla bakarak ticari modellemelerle çalışıyorum. Aynı bir mühendisin yaptığı gibi ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını değerlendirerek onlar için en uygun çözümleri bulmaya çalışıyorum. Bu anlamda Vodafone’daki ekibimizin önemli bir bölümü Mühendislik geçmişine sahip. Tam olarak yeterli değil çünkü biraz da kişinin kendisini Finans tarafında kar, zarar, karlılık, nakit akışı gibi alanlarda geliştirmiş olması önemli. Benim için Kimya firmasından Satın Alma’ya geçmek Mühendislik altyapım olduğu için çok da zor olmadı. Vodafone’a gelişimde de finansalları bilme anlamında o dönemde Bilgi Üniversitesi’nde İşletme Master’ıyla kendimi destekledim.