Son dönemde beni en çok heyecanlandıran işlerden bir tanesi, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki görme engelli gençler için kitap okumaktı. Bu proje Türk Telekom’un desteklediği bir projeydi. Benim de hayatıma bir portalımızdaki“Gönüllü okuyucu olmak ister misiniz?” başlıklı metinle girdi, ben de onlara yardımcı olabileceğimi düşündüm. Boğaziçi Üniversitesi mezunu olduğum için onların laboratuvarını biliyorum. Oradaki gençlerin ne kadar hevesle çalıştığını, bizden ne kadar fazla uğraştığını ve bir yerlere gelmek için ne kadar çaba gösterdiğini çok iyi biliyorum. Bu yüzden çorbada benim de tuzum olsun diye bu işe başladım.
Oraya ilk önce bir deneme kaydı göndermeniz gerekiyor ama bu çok ulvi bir iş. Ne kadar gönüllü olsanız da ses kaydınız net değilse onlara bir faydası olmuyor. Dolayısıyla bir filtreden geçmek gerekiyor. Bu kısmı başarılı olarak geçtiğiniz zaman bir kitap belirlemeniz gerekiyor. Oradaki gençlerin talep ettikleri kitabı okuyabilirseniz çok mutlu oluyorlar. Varsayalım ki siz bambaşka bir kitap okudunuz. Onlara gerçekten faydalı olabileceğini düşünüyorsunuz, ona da açıklar. Tek koşul birinin o anda o kitabı okumamasıdır çünkü aynı kitabı farklı kişilerin okuması yerine, daha fazla çeşit kitap okunması gerekiyor. Bu aşamaları da geçerseniz 3 ay süre boyunca kitabınızı okuyorsunuz, sesli notlarınızı toplu halde gönderiyorsunuz ve artık sizin de bir sesli kitabınız oluyor.
Son günlerde beni en çok heyecanlandıran, mutlu eden, akşam çocukları uyuttuktan sonra vaktimi ayırdığım yeni uğraşım bu. Eğer isterlerse Telekomünikasyon Mühendisleri bunu da yapabilirler çünkü tamamen gönüllülük esasına bağlı olarak çalışan bir müessese.