Yüksek lisansa nasıl karar verdiğimi anlatmam gerekiyor, bu yüzden biraz Bilkent'ten bahsedeyim. Bilkent'ten mezun olduktan sonra, Ernst & Young’ın bir parçası olan Arthur Andersen'da yönetim danışmanlığı yapmaya başladım. Bu işi dört yıl boyunca sürdürdüm. Ancak orada yaptığımız yönetim danışmanlığı daha genel, üst seviyede bir danışmanlıktı. O dönemlerde daha çok tedarik zinciri konularına odaklanmaya başlamıştım. Bu dört yıl içerisinde gördüm ki, mühendislik alanında edindiğim bilgilerin, iş hayatında da karşılıkları var. Fakat gerçekten danışmanlık yapmak istiyorsam, bazı konulara daha derinlemesine odaklanmam ve bilgi ile tecrübe sahibi olmam gerektiğini fark ettim.

Aynı zamanda, tedarik zinciri yönetimi ve onunla ilgili problemler üzerinde çalışmanın, geleceğim açısından önemli bir konu olduğuna karar vermiştim. Kariyerimin devamı için daha ileri seviye yönetici pozisyonlarına gidebileceğim bir kariyer yolu izlemeyi hedefliyordum. Bu nedenle, işletme, finans ve ekonomi gibi alanlarda eksikliklerim olduğunu düşündüm. İkisini bir arada yapabileceğim bir okul ve bölüm arayışına girdim. Bu kapsamda, Michigan State Üniversitesi’ni buldum. Orada hem tedarik zinciri hem de finans konusunda bilgi edinebileceğim bir MBA programı vardı. Bu program bana bu yetkinlikleri kazandırmayı kabul etmişlerdi. Dolayısıyla, dört yıllık iş hayatından sonra bir süre ara vermeye ve tedarik zinciri üzerine daha fazla yoğunlaşmaya karar verdim. Aynı zamanda finans ve ekonomi gibi önemli yönetim yetkinliklerini de edinmem gerekiyordu. Bunu yapabileceğim yerin Michigan State Üniversitesi olduğuna inanarak oraya gitmeye karar verdim.