Anlatsın
Giriş
Neden yüksek lisans yapmak istediniz? Neden Bilkent Üniversitesi'nde devam ettiniz?
Ahmet Çınar
Ahmet Çınar
Optimizasyon Mühendisi, Solvoyo
Transkript
Bir kent. Şimdi genel olarak üniversiteden mezun olduktan sonra Türkiye'de izlenen birkaç temel yol var. Yani herkes aynı yolu izliyor; iş hayatına giriyor. Çünkü akademiden artık yeter, falan, sıkıldım veya akademik kariyere devam etmek istiyor. Akademik kariyere devam eden arkadaşlar da ya Türkiye'de devam ediyorlar ya da yurt dışına gidiyorlar. Ben de yurt dışına gitmek istiyordum, açıkçası. Yani yurt dışına gideyim, orayı göreyim. Çünkü ben farklı coğrafyaları merak ediyorum. Ama daha sonra şöyle bir soru sormaya başladım kendime: Ben bu hayatı böyle gittiği için mi istiyorum? Yani genelde liseden sonra üniversiteye girerken insanların tıp ve mühendislik istemesi gibi bir kesim var. Çünkü benzer hayatları taklit ediyor dedim ya; acaba gerçekten istiyorlar mı, yoksa gidişat böyle olduğu için mi oluyor? Bende de öyle bir soru oluştu. Yani ben gerçekten gitmek istiyor muyum veya akademide devam etmek istiyor muyum? Yoksa akıntıya kendimi kaptırıp gidecek miyim diye sorgulamaya başladım.

Ondan sonra, o zaman dedim, yurt dışına gitmeyeyim, bir Türkiye'de deneyeyim bu işi. Eğer seversem daha sonra giderim. Sevmezsem yoluma devam ederim. Yani sevmezsem, bu iş demek ki bana göre değil. Çünkü direkt işe başlasaydım, içimde hep bir burukluk kalabilirdi. Acaba orada mutlu olabilir miydim? Acaba ben bunun için mi yaratılmış bir insanım? gibi sorular geldi aklıma. Bilkent'te başladım. Niye Bilkent'te başladım? O işte, tamam, Türkiye'de devam edeyim. O zaman niçin Bilkent? Başlarken o soruları kendime sormuyordum ama daha sonra o soruları sordum. Çünkü ben Bilkent'te lisans dönemlerimde birçok farklı hocadan ders almıştım. Doğrusu, hepsinin anlatma metotlarını ve öğretme yöntemlerini biliyordum. Onları daha sonra, yüksek lisansın sonlarına doğru çok sorgulamaya başladım. Arkadaşlara da mümkün olduğunca farklı yerlerden öğrenmenin, insanın kişisel gelişimi için önemli olduğunu tavsiye ettim. Çok derinleşmeyebilirsiniz ama bir sistemi tanıdıkça öğrenme isteğiniz, sorgulama isteğiniz falan azalıyor. Çünkü sistemi biliyorsunuz. İyi ve kötü yanlarıyla onu tanıyorsunuz. Dolayısıyla çok çaba sarf etmek zorunda kalmayabiliyorsunuz. Ancak yüksek lisans ve doktora gibi süreçte çaba sarf etmek gerekiyor.

O zaman Bilkent'te kalmak istememin sebepleri şunlardı: Bir, Bilkent’i tanıyordum; iki, çalışmak istediğim konularla ilgili Bilkent’te çok kaliteli insanlar vardı. Ben E. H. D. Eman ile çalışmak istemiştim; kendi alanında çok kaliteli bir insan. Avrupa'da bilinirliği yüksek. Ayrıca Bilkent’te çalıştığı alanla ilgili kitap yazan biri. Bu, mühendislik alanında Türkiye'de pek karşılaşılan bir durum değil. Bu tür durumlar, beni Bilkent'te kalmaya ikna etti. Biraz da Hande hocadan dolayı kalmak istedim çünkü ben integer programlama çalışmak istiyordum. Türkiye’de integer programlama üzerine çalışan birkaç üniversite var; Bilkent, Hande Hoca’nın yetkinliği ile bu konuda öne çıkıyordu. O zaman ayrı bir bilgiye sahip değildim ama Hande hocayı biliyordum, onunla devam ettim. Bu tür maddeler, benim Bilkent'te mezun olduktan sonra biraz daha kalmaya ikna etti.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.