Şimdi, bizim sektörümüz çok eski ve çekici olmayan bir sektör. Tedarik zinciri denildiğinde, insanlar genellikle depo çalışanlarını ya da nakliyat firmalarını düşünür. Biz, Solvay olarak, Kaydoğan'ın vizyonuyla yola çıktığımızda, yedi sekiz yıl önce bu hantallaşmış ve bir anlamda hiçbir zaman çekici olmayan sektöre yenilik ve inovasyon getirmenin peşindeydik.

Biraz önce bahsettiğim geleneksel sektörde iki ana problem var. Birincisi, kullanılan teknolojilerin çok eski olması. Şu anda kullanılan tedarik planlama çözümlerinin çoğu 2005’ten önce yazılmış; örneğin, Malta Tet arkitektürü veya dağıtım arkitektürü bulut tabanlı çalışmayı desteklemeyen yazılımlar. Biz, 2005’ten sonra kurulduğumuz için ve kurucumuzun vizyonu gereği, herkesin iki adım ötesinde olduğumuz için, çok daha ileri bir teknolojiyle yola çıktık. Hatta 2005'te bulut (cloud) bilinmiyordu. Ancak, bulut teknolojisi ortaya çıktığında, bizim şirketimiz, bir lambayı açıp kapatmak kadar rahat bir şekilde bulut tabanına geçiş yapabildi.

İkinci problem ise, şu anda rakiplerimizin çoğunun tedarik zincirine silo yaklaşımıyla bakması. Yani, talep tahmini bir silo, envanter yönetimi bir silo, nakliye optimizasyonu bir silo, ve alaka (fulfillment) süreçleri bir başka silo olarak görülüyor. Biz ise tedarik zincirini, birbirleriyle alakalı bir bütümmüş gibi değerlendiren ve bunu tek bir platformda optimize eden dünyadaki tek şirketiz. Bu açıdan, sektöre inovasyon açısından inanılmaz yenilikler getiren bir şirketiz. Bu durum, hem çalışanlarımızı, hem müşterilerimizi hem de yatırımcılarımızı çok heyecanlandırıyor. Bu nedenle, özellikle bunu belirtmek istedim.