Dilbilim mezunları akademi, eğitim-öğretim (özel), medya, turizm, yazılım vb. pek çok farklı sektörde farklı pozisyonlarda görev alabildiği için kazanç konusu da buna bağlı olarak değişiklik gösterecektir.

Bazı bölümler vardır ki bu bölümlerden mezun olduğunuzda işsiz kalacağınız söylenir/düşünülür. Dilbilim de bunlardan biridir. Ancak aslında gerçek böyle değildir. İçinde yaşadığımız yüzyılda üniversite diploması artık tek başına yeterli değildir. Hızla gelişen ve değişen dünyada sizin kendinize ne kadar yatırım yaptığınız önemlidir. Lisans sürecinde aldığınız kurslar, katıldığınız ders dışı çalışmalar, bilimsel etkinlikler vb. ile özgeçmişinizi göz alıcı kılmaya çalışmanız gerekmektedir. Bu yalnızca dilbilim için değil, tüm bölümler için geçerlidir. Öte yandan, kendini geliştirip bugün iş dünyasında pek çok farklı meslek grubunda görev alan dilbilim mezunları bulunmaktadır. Bunlar reklamcılık vb. alanlarda metin yazarlığı, edisyon ve redaksiyon işlemleri, çeşitli kurum ve kuruluşlarda uzmanlık, bilişim sektöründe doğal dil işleme çalışmaları gibi mesleklerdir. Ayrıca lisansüstü eğitim alarak akademik kariyer yapmak da tercih edebileceğiniz bir seçenektir; üstelik yalnızca dilbilim lisansüstü programlarına değil yabancı dil olarak Türkçe, yabancı dil öğretimi gibi farklı programlara da devam edebilirsiniz.

Dil deyince akla hemen Türkçe, İngilizce, Çince gibi özel diller gelmektedir. Ancak tüm bunları kapsayıcı bir dil (language) kavramı bulunmaktadır. Bu, gerçeklik ile düşünce arasında anlam ilişkisi kurabilmek amacıyla zihnin ürettiği bir araçtır. Türkçe, İngilizce ve Çince gibi özel diller bu aracın bir örneği olmakla birlikte işaret dillerinden yapay dillere ve hayvan iletişim dizgelerine uzanan çok geniş bir aralığı içine almaktadır.


Yukarıda açıklamaya çalıştığım dil, pek çok farklı boyuttan incelenebilecek olan bir araştırma nesnesidir. En başında, dil işleyen bir makine gibidir ve bu makinenin nasıl çalıştığını anlamaya çalışmak kuramsal dilbilimin temel araştırma sorusudur. Bununla birlikte, dil pek çok farklı konuyla da ilişkilidir. Sözgelimi, dilin biyolojik ve nörolojik bir temeli vardır, toplumsal bir olgudur, biliş ve düşünce ile ayrılamaz biçimde ilişkilidir ve tüm bunlar dilbilimin disiplinlerarası çalışma alanlarına yalnızca birkaç örnektir. Ayrıca kuramsal çalışmaların uygulamaya aktarıldığı dil öğretimi, çeviri ve doğal dil işleme gibi çalışmalar ise uygulamalı dilbilim çalışmalarına örnek olarak sunulabilir. İşte dilbilim tüm bunları kapsayan bir bilim dalıdır.


Eğer;


  • Yukarıdaki paragrafta yazılanlar ilginizi çekiyorsa,
  • Bilimsel bilgiler okumayı ve araştırma yapmayı seviyorsanız,
  • Dilleri ameliyat masasına yatıracak kadar meraklı ve sabırlıysanız,
  • Düşünce ve zihin gibi konuları daha iyi anlamak istiyorsanız


hemen en yakın dilbilim bölümüne başvurun! ?

Aslında hiçbir bölüm zor değildir. Her bölümün doğasını oluşturan belli özellikler vardır ve bu bölümü iyi tanıyıp bilinçli bir tercih yapan öğrenciler de zorlanmayacaktır. Bu noktada, dilbilim bölümünün doğasına ilişkin birkaç şey söylemek mümkündür: Bunlardan ilki, dilbilim bölümünde bol bol bilimsel araştırma yapmanız ve birçok kaynak okumanız gerektiğidir. Bu kaynakların büyük bir çoğunluğu da İngilizce olacaktır. Bir diğeri de, özellikle dilbilgisi üzerine yapılan tartışmalarda soyut düşünmeyi öğrenmeniz gerektiğidir. Sonuç olarak, bilimsel araştırma yapmayı seviyor ve bu konulara ilgi duyuyorsanız dilbilim bölümünde zorlanmayacağınızı söyleyebilirim.

Dilbilim lisans programlarındaki dersler iki gruba ayrılabilir. Bunlardan ilki dillerin dilbilgisi yapılarını inceleyeceğiniz sesbilim, sesbilgisi, biçimbilim, sözdizim ve anlambilim gibi kuramsal derslerdir. İkinci grupta ise dilin daha büyük ölçekte incelendiği nörodilbilim, psikodilbilim, bilişsel dilbilim, toplumdilbilim gibi disiplinlerarası dersler bulunur. Bununla birlikte, bölümlerin programlarındaki derslerle ilgili tüm bilgilere kendi web sayfalarından ulaşabilirsiniz.

Belki farkında olmayabilirsiniz, ancak biraz düşündüğünüzde çok rahat bir biçimde fark edeceksiniz ki yaşamın her alanında dil bulunmaktadır. Biz ne yapıyor olursak olalım -uyurken bile- dili kullanıyoruz. Çünkü dil, zihin ile gerçek dünya arasında bir arayüz ve gerçekliğe anlam yüklediğimiz bir koddur. İşte bu nedenle, ben dili anlamanın dilden daha fazlasını anlamak olduğunu düşünüyorum. Dili anlamak için de dilbilim eğitimi almak gerekmektedir elbette.