Ulaşımda problemler yaşanıyor. Ancak, örneğin şehir kampüsleri artık bir sıkıntı değil. Metro büyük bir avantaj. Tabii ki, Denizcilik Fakültesi'ndeki öğrenciler için bu durum biraz sıkıntı yaratıyor. O tür kopukluklar bir açıdan dezavantaj, ama bir avantajı da var. Oraya gittiğinizde, sayfiye gibisiniz; çok farklı bir atmosferi var. Aynı anda çok çeşitli kurguların olduğu, farklı iklimlerin yaşandığı bir dokuya sahip. Yani kızmasınlar ama tek kampüste bulunan yerlerin dezavantajları daha fazla. Çünkü üniform, homojen bir yapı var ancak burası heterojen, zengin bir yapı. Bu, aslında bir menezlik durumu gibi. Her zaman menez meyvesi veya menez çocuk çok daha yakışıklı ve güzel olur, değil mi? Bu da işte böyle.
Aslında, üniversitenin en büyük özelliği, çok farklı kampüslerde yaşama kültürünün oluşması. Mimarlıkta Taşkışla'da olan bir öğrenci, Ayazağa'dan ders alabiliyor. Veya Tuzla'daki bir öğrenci, çok farklı bir kampüse gidip insan toplumu derslerini alma imkânı buluyor. Çok farklı bir yerin havasını soluyorsunuz; bu da çok büyük bir avantaj. Yani ne kadar yönetici olarak bizi zorlasa da, çünkü zorladığı şu oluyor: Masrafları ikiye katlıyor. Bir taraftan masraf artıyor ama diğer taraftan, özellikle öğrenci için çok farklı bir atmosfer ve iklim oluşturuyor.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.