Öğrencilerim de aslında ITÜ'nün yapısında giderek değişen bir anlayış olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin geleneksel eğitiminde yüklemeye dayalı eğitim ağırlıktaydı. Bu durum aslında sadece ITÜ'nün değil, bütün Türkiye'nin eğitim sistemine aittir. Ben derslerimde, örneğin bir konuyu anlattığım zaman, o konunun içindeki bilgilere dayanarak ders sırasında bazı sorular soruyorum. Geçmiş bilgi olmasa bile, o andaki bilgiyle bu soruya doğru cevap veren öğrencilere vize sınavında veya finalde beş ya da on puan ek vereceğimi söylüyorum. Bilginin yüklü olması, benim için yeterli değil; yaratıcılığı teşvik eden bir eğitim sisteminin olması gerektiğini düşünüyorum. Bugün gelişen dünyada zaten bilgiye ulaşmak son derece kolaydır. Bu nedenle, öğrencilerimizin farklı düşüncelere yönelip hayal dünyalarını geniş tutabilecekleri bir eğitimden geçmeleri gerektiğine inanıyorum.
Çok başarılı bir öğrenci olmamak, özellikle lise döneminde, o kadar önemli değil. Ancak o konunun özünü öğrenmeye tabii ki bir ölçme sistemine ihtiyacımız var. Ben de tabii ki çok iyi olan öğrencilere, onların çalışmasını, katkısını ve bilgisini değerlendirmek üzere daha yüksek not verme çabasındayım. Fakat bütün başarı için not esas değildir. Zaman zaman orta sırada yer alan öğrencilerin bile hayat başarısının çok önde olabileceğini görüyoruz. Yeter ki insanlar hayatlarının belli bir döneminden sonra gerçekten bilgiyi kazanıp onu yansıtmak üzerine bir anlayış benimsesinler.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.