Vodafone’da çalışırken beni en çok motive eden şey, bulunduğu sektör ve bulunduğu sektöre göre Vodafone’un kendini konumladığı yerdir. Biz attığımız her adımda dijital dönüşüme liderlik etmek istiyoruz ve buradaki kritik kelime liderlik etmektir. İkinci bir markanın lider olma isteğini bu kadar güçlü hissetmesi ve uygulaması; içerideki şirket kültürüne, çalıştığınız ekiplerle olan çalışma prensiplerine ve iş yaparken oluşan ruh halinize çok yansıyor. Türkçede hırs kelimesinin negatif bir anlamı vardır ama aslında öyle değil. Hırslı bir insansanız ve hırslı olmayı seviyorsanız Vodafone’la olan o bağı çok kolay yakalıyorsunuz çünkü daha iyisini yapmak ve kısa sürede daha iyi sonuçlar elde etmek için çalışan birçok ekip var. Beraber çalıştığınız insanın işe bakış şeklini sadece bunu üniversiteyle sınırlayamazsınız. İyi bir üniversiteden veya daha ortalama bir üniversiteden mezun olmuş olabilir, bu hiç problem değil ama işe bakış şekli ve işe ne katmak istediğiyle ilgili tavrı çok kritik. Burada da bu konuyla ilgili sessiz bir kabul var. İnsanlar buna saygı duyuyorlar ve her projeden bağımsız olarak aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar. Bu sektörün dinamizmini ve içerideki şirket kültürünü Vodafone’a özgü buluyorum. Bu da benim için çok önemli bir motivasyon kaynağıdır.