Üniversiteden mezun olduğunuzda, küçük dağları kendinizin yarattığını düşünüyorsunuz. Tasarım bölümleri multidisipliner olduğu ve yoğun bir eğitim süreci gerektirdiği için dört yıl boyunca yorucu bir dönem geçiriyorsunuz. Ancak bu süreçte yalnızca tasarım ve tasarım disiplini öğrenmiyorsunuz; sosyoloji, psikoloji, reklamcılığın temelleri, fotoğrafçılık veya sanat tarihi gibi önemli konular da öğreniyorsunuz. Dolayısıyla dördüncü yılı tamamladığınızda, gerçek anlamda bir küçük dağ yaratmış oluyorsunuz. Bu zihniyetle iş hayatına başlıyorsunuz, fakat gerçek hayatta durum hiç de öyle görünmüyor. O ortamda, insanlar yıllarını geçirmiş, belirli deneyimler kazanmış. Siz yaptığınız tasarımdan oldukça eminsiniz ve denemek istemiyorsunuz; çünkü o anki tasarımın doğru olduğunu düşünüyorsunuz. Fakat içsel sesleriniz size farklı şeyler söyleyebilir; bu, yalnızca tasarım dilinizi zenginleştirmek, denemek veya gelişmek için olabilir.
"Bir daha yap" veya "Baştan yap" gibi komutlarla sürekli baş etmeyi öğrenmeniz gerekiyor. Bu, öğrencilere büyük bir hayal kırıklığı yaşatıyor ve hatta birçok kişinin sektörü bırakmasına neden olabiliyor. Ancak bu durum aslında sizi daha iyi bir tasarımcı yapar. Reklam ajansına ilk girdiğimde ben de bu meseleyle baş etmekte zorlandım. Bu bir ego problemidir. Tasarımcılar, yaptıkları işe duygusal olarak bağlı olan, işlerini seven insanlardır. Birisi size gelip "Bu olmamış, bunu değiştir" dediğinde, o projeyi çöpe atmak oldukça zordur. Ama burada bunu yapmayı öğrenmek, denemeyi öğrenmek ve her zaman daha iyisini nasıl yapabileceğinizi düşünmek oldukça önemlidir.
Aynı zamanda ajanstaki diğer insanların deneyimlerine saygı duymak da ayrı bir önem taşır. Çünkü yaptığınız iş, ne kadar kişisel bir görüşünüzle şekillense de, diğer insanlarla iletişim kurmanızı sağlayan ve başkaları için tasarladığınız bir projedir. Dolayısıyla sizin için neyin doğru olduğu değil, aslında hedef kitleniz için kiminle konuştuğunuz önemlidir; bu tasarımı kimin göreceği, hangi mecra olursa olsun, onlara doğru mesajı iletmeniz gerekmektedir. Bu nedenle, sizin doğrularınızdan ziyade, onların doğruları önemlidir. Bu tür bir deneyim kazanmak, bir ajansla çalışmanın sağladığı en büyük avantajlardan biridir.
Ayrıca stres kontrolü, hayatınızı nasıl daha iyi bir noktaya getirebileceğiniz ve bir insan olarak nasıl daha iyi olabileceğinizi, nasıl daha iyi bir çalışan olabileceğinizi öğrenmek de bu süreçte kazanacağınız önemli becerilerdendir.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.