Bir tane stajyerimiz vardı. İki ayın sonunda arkadaşımıza performans hedefleri verdik. Hedefleri tutturunca hemen kadroya geçti. Şimdi bir tane stajyerimiz daha var. Bize yakın birisi. İnşallah onun da performansları tutar ve o da kadroya geçer. Ben genel olarak stajyerlerden hoşlanmam, stajyer sevmem. Ben istekli insanları seviyorum. "Stajyer" diye bir kelime artık benim lugatımda yok.
Mesela, buradaki ilk stajyerimiz o kadar isteklilik gösterdi ki, anlatamam. İki hafta boyunca beni, ekipteki diğer insanlarla tanıştırarak rahatsız etti; bayağı rahatsız etti ama o isteği beni çok etkiledi. Burada birlikte çalıştığım ekibimdeki bazı insanlar gerçekten çok istekli oldukları için buradalar ve öğreniyorlar. Ama bir ajansın öğretici olması çok önemli. Öğretici olduğu için burada çalışmak isteyenler bu fırsatı değerlendiriyorlar. Bu çok değerli.
Ben stajların varlığına çok inanmıyorum; isteyen gelsin, varlık sebebini iyi anlatsın. Bize varlık sebebini göstersin. Hiç "stajyer" falan yok! Part-time çalışmayı genel olarak sevmem. Dünyada part-time çalıştığım bir kişi var, o da şu an bu çekim yapılırken ofiste. Onun dışında asla part-time iş vermeyi sevmem. Omuz omuza çalışmam lazım, yakın çalışmam lazım. Kontrolcü değilim ama onun nefesini ensemde hissetmem lazım; başka türlü olmaz. Yani, çok net bir şekilde omuz omuza olmam gerek.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.