Hissettiğimi düşünüyorum çünkü şu anda Yönetim Kurulu’nda iki tane expat yöneticimiz var. Bizde herkes birbiriyle konuşabilir. Bir Yönetim Kurulu Üyesi ile işe yeni başlamış bir arkadaşımız sohbet edebilir. Bu yüzden ortamda sürekli yabancı insan görme olasılığı çok yüksek. Global takımlarımız çok iyi, bir iş varsa hemen uçağa atlayıp gelirler. Dolayısıyla sürekli Düsseldorf takımından insanları görmek ve onlarla birlikte iş yapmak mümkün. İşe yeni başlayan tecrübesiz arkadaşa verilen iş tanımı içerisinde Almanya’daki ekiple iç içe çalışmak da var. Almanya’daki toplantılara katılmak için illa yönetici olmak gerekmiyor. Burada proje takımları olarak da seyahatler yapılabiliyor. Örneğin; Food Service Delivery işine yeni bir arkadaşımız katıldı. Bunu anlaması için oryantasyon süresinde farklı bir Metro Cash & Carry ülkesine gitmesi gerekebilir. Balık ekibine katılan bir arkadaşımız 3 haftasını yurtdışında geçirebilir çünkü o işi daha iyi yapabilmesi için örnek bir ülke görmesi gerekiyor. Metro Potentials’dan zaten bahsetmiştim; böyle bir imkan var, genç arkadaşlarımız bu programa başvurup programın tadına varabilirler. Bunun dışında Crossing Borders adında ayrı bir programımız var. Bu da Metro Potentials olamayıp başka imkanlar arayan, yönetici olmamış ama rotayı yöneticiliğe doğru çevirmiş arkadaşlar için bir değişim programıdır. Bu programda farklı Metro ülkeleri kendi aralarında 2 ay süreyle genç yetenekleri değiştiriyorlar. Dolayısıyla farklı bir ülkenin, farklı bir ortamın yapılandırılmış bir program dahilinde tadına bakabiliyorlar. Biz de bize gelen yabancı arkadaşlara Türkiye’yi anlatmak için seferber oluyoruz, onları güzel kahvaltılarla karşılıyoruz. Gerçekten bunu hissedebilmek ve yaşayabilmek adına çok fazla fırsatımız var.