METRO Türkiye'de hikayeniz nasıl başladı? Neden METRO Türkiye'de çalışmayı tercih ettiniz?

Bir gün bir telefon geldi ve Metro’nun beni aradığını söylediler. Ben de bu işlerden anlamadığımı, perakendeyi bilmediğimi söyledim. Onlar da bana bir hikaye anlattılar ve o hikaye beni buraya koşarak getirtti. Gül gibi işimi ve tatlı ekibimi bırakıp buraya geldim. Bugün 1 buçuk sene oldu ve hiç pişman değilim. O hikaye, bir değişim ve dönüşüm hikayesiydi. Bir Alman şirketinin değişim-dönüşüm hikayesi çok başka oluyor çünkü Alman devi dendiği zaman akla çok ağır prosedürler, kurallar, robot gibi insanlar ve hantal bir yapı geliyor. Buraya geldiğimde öyle bir tarafın tabii ki olduğunu söylediler çünkü burada kurallara ve yönetmeliklere çok saygı duyuluyor. Fakat biz onların esiri değiliz çünkü perakende sektörü öyle bir yer değil. Kuralların ve taktiklerin son derece işlediği, piyasa koşullarının her gün değiştiği bir ortamda çok esnek olabilmek ve sürekli karar değiştirmek gibi bir özelliği barındırıyor. Bir yandan kurallar çok fazla, bir yandan da esneklik ve çeviklik kabiliyeti var.