Oimo fikrası, kendi kardeşim Alper’in hikayesiyle başladı. Alper, çok özel bir çocuk ve otizmli. Alper’e ilk akıllı telefonumu aldığımda, akıllı cihazlara olan yoğun ilgisini fark ettim. Sonra doğum gününde ona bir iPad hediye aldım. Ancak Alper ile birlikte bu iPad'i hiç oynayamadık. Çünkü ne Alper’in kullanabileceği eğlenceli oyunlar vardı ne de öğretici uygulamalar. Tipik gelişim gösteren çocuklar için tasarlanan uygulamalar ya çok zor geliyordu ya da aşırı fazla reklam içeriyordu.

Sonra Otu’yu ye geldiğimde, bilgisayar mühendisliği sınıf arkadaşım ve aynı zamanda yurt arkadaşım Sercan ile birlikte kardeşim için küçük oyunlar tasarlamaya başladık. Onun ilgisini kullanarak Alper’e renkleri ve okuma yazmayı bu uygulamalar üzerinden öğrettiğimizi fark edince, aslında çok şaşırdık. Yani ilgi alanının olduğunu biliyorduk ama bu kadar hızlı öğretebileceğimizi bilmiyorduk. Öğretmenlerinden ve diğer otizmli çocuklardan aldığımız güzel geri bildirimlerle bu işin peşine düştük diyebilirim ve sonuç olarak Oimo hikayesi başlamış oldu.