Mercedes-Benz Türk Ar-Ge Ekibi'nin yapısını anlatır mısınız?

Age ekibi şöyle: Şimdi, Mercedes'te zaten kamyon ve otobüs üretimi var. Dolayısıyla, kamyon ve otobüsün AR-GE'si var; ikisi de aynı binada çalışıyor. Ben kamyon geliştirmeliyim; kamyon AR-GE'sindeyim. Kamyon AR-GE'si şöyle bölünüyor: Bir kamyonu gözümüzün önünde canlandırırsak, kabini var; bu bir bölüm. Ana bölüm kabini çıkardığımızda geri kalan kısmında ise şasi var; bu da bir bölüm. Bir de benim içinde bulunduğum mekatronik var. Mekatronikte neler oluyor? İşte, bütün elektronik parçalar ve cihazların iletişiminin sağlanması gibi daha elektronik konular diyebileceğim durumlar söz konusu.

Mekatroniğin altına indiğimizde, ben yine elektronik ekibinde çalışıyorum. Elektronik ekibinde aracın beyni dediğimiz parçalar var. Bunlar ne olabilir? Radyo, gösterge paneli gibi parçalar. Bunun dışında kablolara bakan bir ekip var. Ayrıca süspansiyona bakan bir ekip var. Bu cihazların iletişimini sağlamakla sorumlu başka bir ekip de mevcut. Bir sürü küçük parça var; biraz mikro yönetim gibi. Yani, kamyonu gözünüzün önüne getirdiğiniz zaman bunları hep küçük parçalara ayırıp, her birinden bir sorumlu yapmışlar.

Benim sorumluluğum, radyo ve navigasyonlar. Benim gibi her bir çalışanın böyle küçük bir sorumluluğu var. Ve bunlar bir araya geldiğinde, aslında bütün kamyonu oluşturuyor. Bu sorumluluklar global boyutta. Yani, bizim burada geliştirdiğimiz radyolar bütün dünyada satılıyor; Japonya'da da satılıyor, Finlandiya'da da. Bu cihazlar bizim sorumluluğumuzda, bu yüzden aslında oldukça kritik bir rol üstleniyoruz. Yaptığımız herhangi bir değişiklik veya küçük bir şey bile olsa, bu bütün dünyada kullanılan bir şey olduğu için herkesi düşünerek yapmak zorundasınız bu değişikliği. Örneğin, Japonya'daki radyo yayın frekansları farklı. Dolayısıyla, siz bir radyo piyasaya sürecekseniz, Japonya'daki frekansları da düşünerek bunu yapmak zorundasınız aslında.