Yurtdışında çalışmış olmak ve yurtdışında okumak benim için çok önemli. Bence bu deneyimler, startup dünyasına daha sıcak bakmamı sağladı veya cesaretimi artırdı. İnsan gördükçe bazı şeylere inanıyor. Ben de mesela NBA'de staj yaparken çok sayıda arkadaşım vardı. Startup dünyasına bakarken, “Acaba başarılı olabilirler mi, olamazlar mı?” diye düşünüyordum. Bir memur çocuğu olarak, ben de bir memur zihniyetiyle bakıyordum. İlk başlarda daha kurumsal bir hayata girmeyi düşünüyordum okuldan sonra. Ancak o deneyimleri gördükçe, startup dünyasına bakış açım ve cesaretim arttı; kendime olan güvenim de yükseldi.
Arkadaşlarımın bu konuda çok başarılı olduğunu gördüm. Örneğin, McKinsey'e kabul edilmeyen Hintli bir arkadaşım bir yazılım hizmeti (software as a service) platformu kurdu ve sonrasında bu şirketini Intel'e yüz milyon dolar civarında bir paraya sattı. Kendisi kabul edilmediği gün çok üzgün olduğunu hatırlıyorum, fakat sanırım onun başka planları vardı. Bu dünyada, insanlar böyle başarı hikayelerini gördükçe cesaretleniyor. Yurtdışındayken, çevrenizde çok daha fazla başarılı ve başarısız girişim görüyorsunuz; bu da bir tür güven veriyor. Türkiye’de bunun örnekleri oldukça az olduğu için o güvenli limanı terk etmek daha zor. Yurtdışında bu cesareti kazanabilmek ise daha kolay. Bence yurtdışında yaşamış olmanın ve okumanın da önemli katkıları var.
Mesela, eğer bir girişiminiz varsa buna kaynak veya ekip arkadaşı bulabilmek çok önemli. Yurtdışında olmanın, kaynaklar açısından daha zengin olanaklar sunduğunu düşünüyorum.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.