Makine mühendisliği okumam sayesinde tiyatro yönetmeni oldum. Şöyle ki, ben ODTÜ (Orta Doğu Teknik Üniversitesi) makine mühendisliği mezunuyum. Derslerimiz gerçekten ağır ve yoğundu. Bu nedenle dersler dışında nefes almak için farklı şeyler yapmam gerekiyordu ve tiyatro ile tanıştım. Bu, ciddi bir tanışıklık oldu. Makine mühendisliği ile tiyatroculuğu neredeyse iç içe geçirerek yaşadım bütün üniversite hayatım boyunca. Tabii ki, bu süreçte makine mühendisliğinden öğrendiğim en temel şey şuydu: Mühendis hiçbir zaman "çözüm yok" demez. Her şeyin bir çözümü vardır. O çözüm yüzde bir hatalıdır, yüzde on hatalıdır ya da yüzde yirmi hatalıdır; ama mutlaka bir çözümü vardır. Yani çözümsüzlük ya da sonsuzluk diye bir şey yoktur. Muhakkak bir çözüm bulursunuz. Dolayısıyla mühendislik bakış açısı, bana önemli bir katkı sağladı.
Ayrıca, tiyatro deneyimlerimin bana çok şey kattığını düşünüyorum. ODTÜ kampüsünde gerçekten sınırlarımızı ortadan kaldırıp, farklı düşünmeye çalıştığımız yıllardı. Bu anlamda, gerçekten çaba sarf eden bir üniversite olduğunu düşünüyorum. O yıllarda takip edebildiğim kadarıyla hala bunu sürdürmeye çalışıyor. Her türlü mühendislik bölümünün yanı sıra sosyal bilimlerde de oldukça etkin bir üniversite. Bu benim tiyatro faaliyetlerim gibi birçok kültürel kulüp etkinliğine katılmamı sağladı ve bunun yanı sıra kendi festivali olan bir üniversiteydi. Bu faaliyetler de bizim gönüllü gelişimimize oldukça katkıda bulundu.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.