Bu yeni hayattan ne beklediğin sorusuna çok fazla değiniliyor. Çünkü eğer sekiz-beş çalışmak istemiyorsanız, kendi ofisinizi açarak belki de akşam sekizle sekiz arasında çalışabilir ya da daha az veya daha uzun süreler çalışabilirsiniz. Bu, biraz kendi işinizi kendiniz yapma isteğiyle ilgili bir durum. Bir patrona bağlı kalmamak, işverenle bağı olmamak önemli. Kendi kendine yürütülen bir süreç bu. Ancak bunun da zorlukları var; kiraların bedelleri, bir asistan bulundurmanın gerekliliği ve birçok evrak işleri gibi unsurlar söz konusu. Ama sanırım bu, hemen ilk yıllarda yapılacak bir iş değil. Çünkü işin ne olduğunu, görüşme tekniklerini, insan ilişkilerini iyice deneyimlemek gerekiyor. Yani deneyim sahibi olduktan sonra böyle bir süreç başlatılabilir. Zaten bu süreci yürütürken danışan portföyü de oluşuyor. İnsanlar sizi tanımaya başlıyor ve çok sayıda danışanla yol alıyorsunuz. Onlar daha sonra telefon ediyor ve bir şekilde danışan portföyü oluşuyor. En sonunda, evet, bir yerim olsa sanki iyi olacak gibi düşünmeye başlıyorsunuz. Bu durum, zamanla ve süreç içerisinde kendini belli ediyor; hayatın ne getirdiğiyle de şekilleniyor.