Yani bunu iki açıdan incelemekte fayda var. Birincisi, kişisel gelişimle ilgili; ikincisi ise seçimlerinle ilgili, seçeceğin firmalar ve çalışacağın ortamlarla ilgili. Kendi gelişimimle ilgili olarak şunu söyleyeyim: Ben otuz sekiz yıldır iş hayatındayım ve aktif bir şekilde etrafı yakından takip ediyorum. Aslında başarılı olmanın kuralları pek değişmiyor. Hala çok çalışmak gerekiyor, hala çok odaklı olmak gerekiyor, vizyoner olmak gerekiyor ve insanlar üzerinde etki yaratabilmenin gücünün yüksek olması gerekiyor. Analitik bir bakış açısına sahip, yani "süpermenler" arıyoruz. Ancak bu süpermenlerin başarılı kariyerlerde fark yaratan unsurlarına baktığımızda, birkaç şey aklıma geliyor.

Bunlardan bir tanesi pozitif enerjiye sahip olmaktır. Yani, insanların yapmak istemediği şeyleri hevesle yapmaya niyetlenmek, bir problemi görüp üzerine gitmek, bir şeyden beklemeden pozitif bir yaklaşım göstermektir. Eğlenceli olmaktan ziyade, "ben bunu yapabilirim, no problem" diyebilme yeteneğini insanlara hissettirebilenler fark yaratıyor. Kariyerlerinde ister başkası için çalışsın, ister kendi işini yapsın.

İkincisi ise meraktır. Meraklı olmak, birçok şeyin çıktısıdır; yani birçok başka unsurun da kaynağıdır. Meraklı olmak için hayata tutkuyla yaklaşmak ve yeniliklere açık olmak gerekir. Bugün beğenmediğimiz birçok meslekte başarılı olmuş insanların, örneğin müteahhitlerin, gerçekten büyük haksızlıklar altında kaldığını düşünüyorum. Çünkü biz pazar günleri evimizde brunch yaparken, onlar takım elbise giyip nerede fırsat var, arsa ararlar. Hayatında başarılı olmuş insanların hepsinin altında, çok meraklı oldukları ve tanıdıkları kişilerden maksimum öğrenmeye çalıştıkları gerçeği vardır.

Dolayısıyla, bu iki unsuru, yani pozitif enerji ve merak, ayrıştırıcı farklar olarak görüyorum. Kişisel gelişim açısından dediğim gibi, bunun dışındaki her şey "süpermenlik" gerektiriyor. Hijyen faktörleri olarak: akıllı olacaksınız, sorumlu olacaksınız, dürüst olacaksınız, analitik olacaksınız, vesaire vesaire.