Sosyal medyada çalışmanın zor yanları var. Evet, çok fazla. Öncelikle, temsil ettiğiniz marka adına yanıt verdiğiniz için her an çok dikkatli olmanız gerekiyor. İnsan olduğumuz için, sekiz ya da dokuz saat çalıştığımızda her an pür dikkatli olamayabiliyoruz. Böyle hissettiğimiz zamanlarda, şahsen biraz hava almaya ve dışarı çıkmaya ihtiyacım oluyor. Kafamızı dağıtmamız gerekiyor çünkü.
Bir ders dinlerken bile belli bir algılama süresi var; iş yerinde de aynı şey söz konusu. Yaptığımız iş tamamen sosyal medyaya açık bir platformda olduğu için, bir anda çok büyük etkileşimler alabilmek mümkün. Mesela, bizim tarafımızda yazılan yüksek takipçi sayısına sahip kullanıcılar var. Bu kişilere iki kat daha fazla önem vermemiz gerekiyor çünkü sosyal medya o kadar güçlü bir mecra ki, yazdığınız en küçük bir şey, hatta bir noktalama işareti, çok büyük sonuçlara yol açabiliyor.
Yapmış olduğunuz bir yazım yanlışı, gramer hatası ya da anlatım bozukluğu, temsil ettiğiniz markayla ilgili hemen patlayabiliyor. Örneğin, "Bla Bla" markasının sosyal medya ekibinin şu şekilde bir yazı paylaştığı konuşulabiliyor. Bu, çok olumsuz bir geri dönüş olarak bizlere geliyor. Aynı zamanda, manevi anlamda da insanı etkileyebiliyor.
Bu yüzden sosyal medyada çalışmak hem çok zevkli hem de zorlu yanları olan bir iştir. Dikkat konusunda, ben hep kendimden örnek veriyorum. Yüksek takipçili olsun olmasın, benim için önemli değil, hepsinde aynı dikkatle yaklaşmaya çalışıyorum. Aslında önemli olan da bu bence.
Cevap vermeden önce en az iki kere okuyorum. Çünkü, karşımdaki kişinin yerinde kendimi düşünerek empati yapmaya çalışıyorum. Konuştuğum firmanın sosyal medyası bana cevap verirken, çok küçük bir hata ya da anlatım bozukluğu, kullandığı kelimelere dikkat ettiğimde dikkatimi çekebiliyor. Bu yüzden kendime dikkat etmeye çalışıyorum; bu durumun böyle olması gerektiğini düşünüyorum. Bence bu, önem verilmesi gereken bir kıstas.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.