Türkiye'de girişimci olmanın ne yazık ki dezavantajları daha fazla. Öncelikle, bir girişimin ortaya çıkması için sermaye, yani parasal güç gerekiyor. Hem ekibi kurmak gerekir hem de iş modelini hayata geçirirken bazı gereksinimler ortaya çıkabiliyor. Bunu yapabilmek için de sermaye gerekmekte. Türkiye'de mevcut sermaye ise çok az ve bulmak oldukça zor; bu nedenle kimse risk almak istemiyor.

Diğer taraftan, Amerika gibi girişimciliğin daha önde olduğu ülkelerde, oradaki insanların verdiği yatırımlarla Türk şirketleri, "Bu ne biçim bir yatırım!" diye şaşırabiliyor. Oysa orada bizim "tohum yatırım" dediğimiz miktardaki yatırımlardan bahsediyorum. Dolayısıyla, en büyük sıkıntılardan biri bu.

Elbette daha birçok dezavantajı var ama avantajlarından da bir tanesini belirtmek istiyorum. Türkiye'deki insanlar, girişimci ruhuna sahip. Yani, dışarı çıktıkları anda karşılaştıkları problemlerle yüzleşmek zorundalar ve bunları tek tek çözme yeteneğine sahip oluyorlar. Bunu şöyle düşünün: Gençlik dönemimde oynadığım, daha zor seviyelerde geliştikçe ustalaştığınız oyunlar vardı. Türkiye de buna benzer; burada şartlar çok zor olduğu için hepimiz, "Doktor Mario"nun yüksek seviyesindeki oyuncular gibiyiz. Bu da, girişimcimizin problem çözme yeteneğini oldukça üst seviyeye getiren bir avantaj olarak karşımıza çıkıyor.