Pazar araştırması, bana göre tüketiciler ile markalar arasındaki bir bağ veya köprü olmak demektir. Çünkü markaların kafalarında belli soru işaretleri, belirli sorular ve sorunlar var. Hatta bazen merak ettikleri, öğrenmek istedikleri veya çözmek istedikleri meseleler de bulunuyor; bu soruların cevapları ise aslında tüketicide mevcut. Biz de bu bağlamda, markaların kafalarındaki soru işaretlerini tüketiciye sorarak onlara bir çözüm yolu sunuyoruz.
Bana göre pazar araştırması, farklı dilleri bir arada barındırmak zorundadır. Asıl beceri de buradan gelmektedir. Markaların bize olan ihtiyacı da buradan kaynaklanıyor. İşin eğlenceli kısmı da biraz burası; çünkü markalara gidiyoruz, onların belli hayalleri ve yapmak istedikleri şeyler ya da çözmek istedikleri sorunlar var. Biz de bu konularla pazarlama dilinde onlarla iletişim kuruyoruz. Onların dilinden konuşarak, kafalarındaki soruları daha somut hale getiriyoruz. Yani, zihinde uçuşan düşünceleri biraz daha somutlaştırıp belli bir tasarıma kavuşturuyoruz.
Ardından, ikinci bir dili konuşmaya başlıyoruz. Operasyon ve teknik dil, pazarlama dilinden çıkarak, bunun nasıl tasarlanacağına bakıyoruz. Biyodilden konuşarak belli bir tasarıma ulaşıyoruz. Sonra da bunu tüketiciye, bu sefer tüketici dilinde ifade etmemiz gerekiyor. Dolayısıyla, hem pazarlama hem teknik operasyon hem de tüketici dilini konuşan üç dili bir arada bulunduran ve tüm bu alanlar arasında köprü kurma görevi olan bir meslek olarak görüyorum. Ancak bu, bir meslekten daha fazlası; gerçekten birçok unsuru içinde barındıran bir bağ, bir köprü gibi...
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.