Nasıl girişimci oldunuz?

Sadece girişimcilik için değil, aslında bir hayalin olduğu zaman, diyorsun ki "Ben burada olmak istiyorum." Peki buraya giderken ne yapman lazım? Belli başlı kaynaklara sahip olman gerekiyor. Bu kaynaklar insan kaynağı ya da para olabilir. Uzun bir yolculuğa çıkacaksın, bu nedenle en önemlisi kimlerle yürüdüğündür. Ben hep şunu söylerim: "Bir artı bir, ikiye eşit değildir." Yani senin daha zayıf olduğun bir alanda, ortak hayalde buluşuyorsan, biriyle yan yana yürümek seni kuvvetlendirir. Tek başına yapamayacağın birçok işi birlikte yapabiliyorsun.

Bu nedenle, benim bütün bu oluşum sürecinde kimlerin yanımda olması gerektiğine odaklandım ve işte burada kurucu ortaklarım ortaya çıkıyor. Liseden ve üniversiteden arkadaşım Furkan ile başladık; o bilgisayar mühendisiydi. Daha sonra yine aynı okullardan Tekin geldi, o da endüstri mühendisi. Biz üç kurucu ortak olarak bu yola devam ettik. Böyle olunca zaten para da geliyor. Yani ekip sağlamsa ve vizyonu iyi aktarabiliyorsan, diğer kaynaklar da kendiliğinden gelmeye başlıyor. Sonra zaten birbirini takip eden bir süreç başlıyor.