Maker olmayı şey yapmayalım. Yani, maker, böyle "ee" olunan bir şey gibi davranmayalım. Biraz daha sıfat gibi, maker gibi yaşayabilirsin hayatını. Ee, tamam, yaşa o zaman. Bu böyle bir şey değil. Yani, "maker oldum, maker olacağım" demek doğru bir tanım değil. Beş yaşında bir çocuk derken, bir şey demiyoruz tabi. O her şey olabileceğini düşünüyor. Ne bulursa, "ben onu kapı olacağım, dinozor olacağım, doktor olacağım" gibi takılıyor. Ama on beş yaşında benim bunu söylememesi lazım. Daha çok, hayatında gördüğü problemi çözen, çözdüğü çözümü paylaşmayı seven, denemekten korkmayan; evindeki pencereye ses çıkartıyorsa onu tamir eden; gittiği bir yerde bir aksaklık gördüğünde düzeltmeye çalışan; modern teknikleri bilen, araştırabilen, malzemeden anlayan, aletten anlayan, teknikler ve metotlar bilen kişilere maker diyoruz. Bunları herkes her zaman hayatında yapabilir. Zaten, eskiden de böyleydi. Yani, tornavidalı dedeler vardı. Gerdi, bir hata gördüğünde tamir ederdi. Bunun ondan çok farkı yok. Ama bunun modern araçlarla birleştiği zaman çok kuvvetli bir gücü var. Çünkü bilmediğin bir şeyi tamir edebiliyorsun. Eskilerde böyle bir şey yoktu. Yani, bilmediğin bir şeyi yapma şansın yoktu ya da yapması çok daha karmaşık bir teknikti. Şu anda, bilmediğin şeyleri iki-üç arama ile, video izleyerek vesaire yapabiliyorsun. Sonra, bunları paylaşmayı istiyorsan ve becerebiliyorsan, o da ayrı bir kültür yaratmış oluyorsun. Konu bundan ibaret aslında.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.