Bu eğitimden ne beklediğimizle ilişkili bir konu. Mesela, bir mühendis düşünelim; bir bina yapmak için yeterlilik ehliyeti anlamında üniversite eğitimi alıyorsa, tabii ki bu yeterli. O diplomayı alırsınız, asarsınız ve işinizi yaparsınız. Ancak eğer işinizi her daim dünya standartlarında ya da diğer insanlara ilham verecek, iz bırakacak şekilde yapmak istiyorsanız, dünyada bu anlamda yeterli eğitimi veren bir üniversite yok. Hiçbir üniversite böyle bir iddiaya giremez. Eğitim dediğimiz şey, son zamanlarda çok sık duyduğumuz gibi, “Hadi el ele tutuşup zıplayalım” gibi içi boşalan bir slogana dönüşmüş durumda. Ama eğitim, cidden, sahiden önemlidir; belki eğitim demeyeyim ama öğrenmek, hayata yayılan bir şey. Yani ben her gün, "Acaba bugün ne öğreneceğim?" diye bilgisayar başına oturuyorum ve dört saatten önce kalkamıyorum. Oysa benim çok dar bir bilgi alanım var. Teknoloji ve trenler gibi konuları dünya ölçeğine yayarsak, bugün mühendisinden doktoruna, gazetecisinden sanatçısına kadar, hayat boyu erişemeyeceği kadar çok birikim ve bilgi paylaşımı var. Eğitim elbette ki gerekli, ama onun rehavetine kapılıp ömrü o diplomaya yaslamak, sanırım insanın kendi zihnine haksızlık olur.