Öncelikle bir sınava tabi tutuluyoruz. Bu, İngilizce yeterlilik sınavı oluyor. Belirli bir puanın üstünde olduğunda geçebiliyorsun. Ancak eğer puanın altında kaldıysan, sana ikinci bir şans daha sunuyorlar. Bu şansla birlikte belirli bir süre boyunca bir kurs veriyorlar. Bilgilerini tazelemen ve daha yüksek not alabilmen adına ikinci bir sınava daha giriyorsun. Eğer not ortalaman iki yüz yirminin üzerindeyse ve sınav notun elli üzerinde ise başvuru sürecine girmiş oluyorsun. Aslında daha sonra okulları seçiyorsun ve derslerini onaylatma sürecin başlıyor. Hangi derse, hangi dönemden saydıracağını belirliyorsun. Hocaların bunları onayladıktan sonra belgelerini ofise teslim ediyorsun ve daha sonra okullardan gelecek onayı bekliyorsun. Okullar kabul etmiş mi, etmemiş mi, kontenjan açılmış mı? Bunlar biraz stresli oluyor, hani. "Girdim mi, girmedim mi?" Bu sefer harç durumu ortaya çıkıyor. "Çıktı mı, çıkmadı mı?" Ama her şey bittiğinde, sadece hayallerine doğru gidiş yolun oluşuyor. Önünde çok güzel bir fırsat var; çok heyecanlı bir yol. Çünkü üniversitede deneyimleyebileceğim en güzel şey, yalnızca üniversitede yaşayabileceğim bir olanak. Bu, yabancı insanlar, yabancı bir ülke ve kendi ayaklarının üzerinde durma gücü. Bu yüzden ben herkese tavsiye ediyorum.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.