23 yıldır Pfizer’de çalışıyorum ve bu kadar uzun süre kalmak için illa bir şeyin motive etmesi lazım. İlk başta şirketin kültüründen bahsedebilirim çünkü burada insanlar birbirinin ayağını kaydırmak için hiçbir şey yapmaz, buradaki insanlar birbirini yüceltmek ve bir üst pozisyona yollayabilmek için çaba sarf eder. Dolayısıyla herkes kendini ve şirketi bir adım öteye götürebilmek için çalışır. Burada önemli bir arkadaşlık ortamı var. 1957’den beri Pfizer bu binada çalışıyor. Bina çok yeni değil ama biz bu halini de seviyoruz ve koridorlar çok canlı oluyor çünkü sürekli ses, sohbet ve kahkaha duyuyoruz. Bunun da nedeni, insanların birbirleriyle olan uyumu ve arkadaşlığından, beraber zaman geçirmekten keyif almalarından kaynaklanıyor.

İkinci olarak gelişim fırsatlarının çok fazla olması motive ediyor. Bir şirkette o kadar uzun çalıştığınız zaman bir noktadan sonra kendinizi tekrarlamaya başladığınızı ve artık gelişmediğinizi düşünebilirsiniz ama ben 23 yıl boyunca hiçbir işi 2 seneden uzun yapmadım ve hep yapacağım, öğreneceğim ve benden beklenen şeyler vardı. Bu yüzden de gelişme fırsatım fazlaydı.

Üçüncü olarak şirketimizin çalışma amacından çok gurur duyuyorum. Hangi şirkete giderken, “Bugün dünyada yaşayan insanlar için iyi bir şey yapacağım. O insanların daha uzun ve sağlıklı yaşamaları için bir katkım olacak.” diyebilirsiniz? Şirketimizin bu amacı benim için arkadan itici bir güç şeklinde ve şirkette çalışan herkesin de bunu hissettiğini biliyorum. Sağlık, insanların vazgeçemeyeceği tek şey çünkü sağlığınız olduğu zaman her şeyi yapabilme gücünüz var ama sağlık olmadığı zaman bir sürü şey daha zor oluyor. Bu yüzden sağlık ve toplumuzun daha sağlıklı olması için çalışmak beni içsel olarak tamamlıyor.