Migros Ürün Güvenliği Departmanı olarak üzerinde çalıştığınız bir proje örneği anlatır mısınız?

Migros olarak 2017 yılını Şubat ayı itibariyle Gıda Bağışı Projesi’ne bağışladık. Bu projemizin amacı; mağazalarımızda hala tüketilebilir özellikte olan ama satışa sunulamayan bir takım ürünleri ihtiyaç sahipleriyle buluşturmaktı. Bunun için yurtdışındaki örnekleri inceledik çünkü yurtdışında gıda bağışı işlemleri çok profesyonel bazda yapılıyor ve arada koordinasyon firmaları var ama ülkemizde bu iş çok daha basit düzeyde ve yerel bazda kalıyor.

Bu yüzden bir koordinasyon firmasıyla anlaşarak şu anda 13 mağazamızda yürüttüğümüz Gıda Bağışı Projesi’ni başlattık. Bu projede mağazalarımızda hala tüketilebilir olan meyve ve sebzeleri koordinasyon firması aracılığıyla gıda bankalarına veriyoruz. Gıda bankaları da bu ürünlerden yemek yapıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor. Şu ana kadar yaklaşık 30 ton meyve ve sebzeyi ihtiyaç sahipleriyle buluşturduk. Bunu yaparken de yeni nesil bir teknoloji kullandık ve  mağazalarımız bir portal üzerinden ellerinde bulunan ürünleri ilana çıkardılar. Örneğin; Ataşehir mağazamız elinde 10 kilo tüketilebilir özellikte domates olduğunu söylüyor. İhtiyaç sahibi gıda bankası domatesleri almak için ilana yanıt veriyor ve ertesi gün kendi araçlarıyla gelip alıyor.

Bizim temel hedefimiz bu projeyi tüm Türkiye’ yaymak çünkü çöpe attığımız meyve ve sebzeleri üretmek için enerji, toprak ve su harcıyoruz. Harcadığımız şeyleri de günün sonunda tüketilemediği için çöpe atıyoruz. Bu yüzden Migros olarak sorumlu perakendecilik anlayışı çerçevesinde bu ürünlerin çöpe gitmeyip ihtiyaç sahipleriyle buluşması için bu projeyi başlattık ve bu Türkiye’de bir ilk oldu.