Çok büyük dostluklar kattı ve büyük bir aile olmanın önünü açtı. Şu anda hala o kişilerle görüşüyorum. Beraber başladığınız insanların hepsi farklı departmanlarda işe başladıkları için şirketin her yerinde arkadaşlarınız oluyor ve işlerinizi yürütmeniz biraz daha rahat oluyor. Ben ilk rotasyonumda 6 ay gibi bir süre içerisinde güzel bir proje çıkarmayı başardım. Orada hızlı çalışarak, güven ortamını sağlayarak, hem yöneticinize verdiğiniz hem de yöneticinizin size verdiği güveni arkanıza alarak büyük şeylerin başarılabildiğini gördüm.

Bunun dışında Partner Yönetimi ve Satış tarafında partnerleri merkeze alarak yönetmenin ne kadar değerli olduğunu anladım ve müşteriyi ortaya koyarak onun ihtiyaçlarını gözettiğimizde neler başarabildiğimizi, ne kadar yönetebildiğimizi ve ne kadar güzel şeyler çıkarabildiğimizi kavrama fırsatım oldu.

Bir seneyi tamamladıktan sonra İnovasyon Segmenti’nde dünyada neler olduğunu, ne gibi yeniliklerin olduğunu, bunları nasıl kullanabileceğimizi, şirkete nasıl getirebileceğimizi gördüm. Bu noktada Vodafone Türkiye’nin ilk Consumer IoT lansmanını yapmak gerçekten çok gurur vericiydi. Bunları pozisyonumun bana çizdiği sorumlulukların bir nevi ötesine geçerek ve müşteriyle neyi buluşturacağımıza bakarak ortaya çıkardık. Bu sayede birçok şey öğrendim ve hepsi bana çok şey kattı.

Bunun haricinde diğer ekiplerle ortak çalışmak insanı beslemeye devam ediyor çünkü hepsiyle bir şeyler paylaşıyorsunuz. Ortak bir tutkuya ve amaca koşarak çok büyük işler başarabiliyorsunuz. Burası bir kampüs veya ev gibi olduğu için buraya geldiğimde kendimi ailemle beraber gibi hissediyorum. Bunu da bana Vodafone sağlıyor. Bir iş haricinde oturup sohbet etme gibi şeyler sayesinde de işe gitmeme gibi bir durum olmuyor.