METRO bir Gastronomi firması olmak istediğine karar veriyor. Şöyle düşünün; siz bir lastik firması olsanız, standart bir binek araç sahibindense daha çok bir otobüs, bir kamyon sahibi sizin hedef kitleniz olurdu. METRO da Gastronomi şirketi olmak isterken hedef kitlesini Horeca olarak belirliyor çünkü sizin evinize aldığınızla, Amerika dünyasının satın aldığı çeşit ve miktarlar tamamen farklı.

Horeca dünyasının kalbinde olmak istiyorsanız, bir Gastronomi firması olmak istiyorsanız bütün şirketin aynı dili konuşması ve buna gerçekten inanması lazım. METRO’da hiçbir zayıf halkaya yer yok. Bu yüzden biz diyoruz ki; bütün ekiplerimizin eğitilmesinde, METRO’nun gittiği yöne inanmasında ve üstüne düşenleri yerine getirmesinde bir lokomotife ihtiyaç var. Bu lokomotif Gastronometro çünkü burada zaten bizim hedef kitlemiz kimse onlar çalışıyor, hedef kitlemiz ne yapmak istiyorsa önce onlar burada yapıyor. Dolayısıyla biz sektörün ihtiyaç duyacağı her şeyi önce kendi içimizde belirlemiş ve raflarımızda yer vermiş oluyoruz. Gastronometro bu anlamda hem Gastronomi şirketine dönüşme noktasında bir itici kuvvet hem de Türk dünyasının, Türk yeme-içme kültürünün ihtiyaç duyduğu köprü niteliğinde bir platform.