Vodafone’a geldiğimde sadece benim bulunduğum katta 100 kişi vardı. Plaza hayatı dediğimiz ortamı özellikle genel müdürlük kapsamında çalıştığınızda tam olarak hissedebiliyorsunuz. Özellikle daha önce küçük bir şirkette çalıştıysanız kendinizi büyük bir kitlenin içinde küçük bir taş olarak hissedebiliyorsunuz. Zorluk olarak da; unutulmak kaygısı, yaptığınız işlerin görülmemesi veya doğru işler yapıp yapmadığınızı düşünüyorsunuz ama Vodafone’da ortak hedefe koşan biri olduğunuz zaman sizi elinizden tutup yol gösteriyorlar. Yeni ihtiyaçların sürekli gelmesiyle beraber bir zaman sonra destek isteyenden çok, destek veren haline geliyorsunuz. Bu sefer bu sizi motive etmeye başlıyor. O anlamda Vodafone’daki çalışma hayatı son derece dinamik olduğu için hem yaptığınız iş hem de çalışma arkadaşlarınız ve sorumluluklarınız değişiyor. Kendinize yeni hedefler koyabilmeniz, kariyerinizin üst basamaklarına gitme anlamında da son derece motive ediyor. Bundan dolayı buraya geldiğim her gün aynı heyecanla çalışıyorum.