Pronet’te beni çeken şey, iş görüşmesi yaptığım müdür ve genel müdür yardımcısı düzeyindeki kişilerin, neredeyse benimle yaşıt ya da benden birazcık daha büyük olmalarıydı. Oldukça genç, dinamik ve hedefleri olan bir ekipti. Hatta ben de şöyle düşünmüştüm: “Bu ekibe dâhil olursam ben de onlarla birlikte büyürüm ve bu hedeflerde bir payım olur.” Dolayısıyla da Pronet’e çok büyük bir hevesle başladım. Zaten sonrasında da aynen öyle oldu. Koyulan hedefler birer birer gerçekleştirildi. Şu anda da 2013’ten itibaren yeni hedeflerimiz var. Bu hedeflerde de yine şirketimle birlikte çalışmayı planlıyorum önümüzdeki yıllarda.