Türkiye'de mi, dünyada mı diye kıyaslarsak, dünyada dışarıda para bulmak, üniversiteye kaynak yaratmak ve vizyon çizmek daha kolaydır. Maalesef Türkiye'de her şeyi yapmak zorundasınız. Yani her şeyden sorumlusunuz; çiçeğinden böceğine, akademik hayata kadar her türlü işle uğraşmanız gerekiyor. Çünkü sistem buna uygun ve beklentiler de o yöndedir.
Ancak işin ilginç tarafı, yeni kurulan üniversitelerle ya da geçmişte en azından birikimi olan, bizim gibi eski ve büyük üniversitelerde rektörlerin rolleri çok daha farklıdır. Örneğin, bu durum atalet oluşturabiliyor. Gelenekler de oluşuyor. Hem pozitif hem de negatif tarafları var. Rektörlerin atalet oluştuğu zaman, bu ataletin etkisinden kurtulmak için birçok hamle yapmaları gerekiyor. Ancak sıkıntılı olan nokta, bazı yapılar değişime karşı çok açık olmuyor. Bu durumda sıkıntılar ortaya çıkıyor.
Bazen de eski kurumların güzel gelenekleri oluyor. Bu gelenekler sayesinde rektörlük yapmak çok daha rahat hale geliyor.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.